Öpülesi bir çok şey var matmazel
öpücük kondurup kuleden ağzına
senleyin deliriyorum,
Kafamın içinde yaşayan şeyler dilleniyor ağzında
saçların dağılırken avuçlarımda
bu yeni bir kelime
yeni bir alfabe
yada dil
olabilir
mi
olur
hem de nasıl
to be or not to be



Seni anlatmaya çalışmasaydım eğer memleketin dağlarına
dilin hatırı kalırdı sözde
kuyu derinse
kıyı daha da yakındır dedi biri
kıyıya varmak mı
kim demiş
kıyısız bir Deniz’dir bizim arzumuz
yelkenler suya inmiş
köprüler yakılmış
surlar yıkılmış
şehirler düşmüş


Kınından çıkarken gökdelenler
zilli
mi
zilli bu gece şiir
Ben biraz bencilimdir
insanlık için büyük adımlar düşlemem
düşlesem de atmaya üşenirim

Neyse
yapacak çok şey var
memleketin istikbalini zapt ederken birileri
Sıyrıldım
sanatın toplum için olduğu yanılgısından

Yar var yaren var
yara ve şiir var
ekmek
şarap
zeytin
ve ağzın dolduruyor benliğimi
benliğim bencileyin geziyor
dudaklarında


Sıyırdığım ilk gece
alımlı bir geceydi
üstelik
güzel bir gemiydi Lady Zenobia
denizi
şiiri
dalgayı ve dağı peşine takmış gidiyordu
sonra aklıma geldi de ne güzel gülüyordu

Şiirin icabından mı
bilmiyorum
konu ne zaman dönüp dolaşıp sana gelse
İstikbal bu kadının gülüşündedir diye bağırmak istiyorum

Şimdi doldur izini izime
sarhoştuk hatırlıyorum
sessizce çektim içime seni
Ben şiirden ne anlarım, budalalık belki de bu
geçersin şehirden
geçer şehir benden
ama nasıl geçmek sekiz onda sıfır
Sokağın ortasında baştan sona
görünür uysallığımla
tek bilet tutuşturup eline dönüşsüz bir şiire başladım
Ne Godiva geçsin yoldan ne Ophelia
Ben nasıl kör kalabilirim sen geçerken sokağımdan .