9
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
986
Okunma

Kalbimin güney sahilinde yeşeren sevgi ağacım
gidişinle parktaki ağaçların yemyeşil olan yaprakları
denizin uçsuz bucaksız
üzerinde martıların kanat çırptığı maviliği
Yokluğunda
yüreğimden damlayan kanımla kırmızıya boyanıyor
Ağlıyorum gidişine
gözlerim kan çanağı misali
yorgun
yüreğim kurumaya yüz tutmuş bir göl gibi
hüzünlü
haykırsam sesim duyulmaz oldu gidişinle
Beni mutluluğa boğan o semt
savaşta viraneye dönmüş
yıkık dökük sessiz bir harabe gibi
bana yasaklı
yoksun o semtte
orası bana anılarla dolu bir cehennem oldu
gidemem
Sahili düşünemiyorum
yürüyemem
ayaklarım diremez beni düşerim
bir avcı tarafından yaralanmış bir pelikan misali
Kıratlı bir hayal oldu
giremem
parktaki banklar senin oturmana hasret
parke taşlarıyla döşenmiş yürüyüş yolu
seni özler oldu
Gidişin zehirli algoritmaların bileşkesi gibi
her düşünceme ayrı bir zehir zerk ediyor
senli aşk dolu yorgun damarlarıma
öldüreceği yerde
cehennem ateşi gibi yakıyor bedenimi sensizlik
Anılarımın depreştiği her yerde
yüreğim acıyor
kalan ömrüme zehirli hançerler saplanıyor sanki
gözlerimden akan her damla yaşla
adını yazıyorum yollara
yokluğuna kahrediyorum sessizce.
15-08-2020 Niyazi Çelik
5.0
100% (10)