AynalarNe kadar lekeyi silersen sil İzi kalıyor ayna üzerinde Zaten dünyaya her gelen değişmiyor mu Çoğu son günlerini tüketiyor huzur evinde Çalmaya ramak kala ecel için zil… İlk ayna gibi olmuyor parlaklık İnsan yaşlandıkça kararıyor görüntü İnsan geçen zamanın farkına varmıyor Ne kadar kirlense de örüntü Ömrüne yansıyor başıbozukluk, aylaklık… Güneşi gören insan ay niye var diye diretmiyor Güneşin gölgesinde ay- Oysa hortlakların yaşadığı saray Her hareket yeni bir sallantı- Neyin depremi belli değil Her araba geçtiğinde hareketiyle sergiliyor gölgeler halay Sinema şeridinde kısacık insan ömrü- Bitmeyecek gibi aratmıyor! Her dalda yeniden yeşeren geçen bahardan yansıyan yapraklar Aynalardan göründükçe sanki yeniymiş gibi bakıyor gözler a‘mâ Biz yaşlandıkça dünya da yaşlanıyor yine her Eylül’de Her geçen yıl üstümüzde yeni bir yaması Gelecek yerine geçmişi ballandırıyor sallandıkça salıncaklar! Aynanın fıtratı yansıtmak İnsanın ise dünyaya kanmak İkisi de yaşlanıyor Birisi kırılıyor diğeri derdinde ne yaptım diye yanmak Çöl kumlarından her kum Adem’den beri taşlanıyor… Saffet Kuramaz |