5
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
671
Okunma
Ve sen gidince
geriye ekim artığı piç bir gece kalır
ardında bıraktığın sessizlik
içime katran bir umutsuzluk sokar
kalbim üşür...
gittin, gece saldırgan yüzünü gösterdi
yarasalar, kan emiciler ve kötü cinler sığınaklarından çıktı
dua tutmayan bir vakte itildim
aşk melekleriyle gittin...
bardağımda kalan bir yudum soğumuş çayı yudumluyorum
tramvay duraklarında ergen kızlar bağrışır
Lübnan’lı bir kız gece nöbetinden döner
bir fotoğrafa takılır gözlerim
yüzümde mutluluk, okul sıralarından kalma sevgiler
saçımda limon çekirdekleri
ayağımda conversler...
çok sürmez ergen düşüm
bir polis sireni geceyi yırtar
bir kadın intihar eder
yüzümde sevincim ölümle donar
tekrar uzanıyorum bardağıma
unutarak içtiğim soğuk son yudumumu
ağzımda metalımsı bir tad
hayatın yüzüne esniyorum
aylar sonra üryan bir uykuya yatamıyorum
gece seslerinden ve zulmünden vazgeçemiyorum
inadına yaralarımı kanatıyorum
rüyalarım şiirlerim gibi bitti
ve ben artık harflerimle sadece cinayetler işliyorum
sen gitmeden önce insan
şimdi bir yaratık
çığlık çığlığa yalnızlığını bağıran
Gittikçe derinleştiğim koltuğumdan kalkamıyorum
titrek mum alevinde ellerimi arıyorum
yüzümde taşıdığım anlamlar
cam bilyalar gibi yere düşüyor
gülüşüm yere
beni özleyen kaç insan kaldı karanlığın içinde
beni özlediği halde kaç yabancı, buzdan sesleniş?
17 aydır hiç yalnız değildim ben
aşkındı yükün, gittin
ayakların geri adım atıyordu
taşımıyordu bedenini
benim dizlerimim bağı çözülmüştü
dilim tutulmuştu
neden almadın kalbimdeki bu kanayan sancıyı
geri dön
hadi al seni benden
ben tanrının oğlu
ben seni anlatmanın ustası
ben aşkın kutsal kitaplı tek peygamberi
ben seni ibadet eder gibi seviyordum
su ve diken üstünde yürüdüm de
i n a n m a d ı n...
mucizem ellerinden
ben gözünden düştüm
bu aşkın sevinç bozan günlerinde aforoz edilmişim
ben seni tanrıdan izinsiz kutsarken
cennetinden hazırlıksız kovulmuşum
bak gece hızla kötüleşiyor
soğuk bir uğultu doluyor penceremden
sesler kötü de olsa yaşamak gibi geliyor
insanların göremediklerini görüyor
duymadıklarını duyuyordum
duvarların dilinden anlıyorum
eşyaların dilinden
yollarda ıslak bir parıltı
gece hızla öfkeleniyor
midemden bir korku yükseliyor ağzıma
nikotinle karışık küfür kusuyorum
anlaşılmayan hayatlar bırakıyorum masaya
bu öfkeli gece benim
göze göz, dişe diş
kazananı baştan belli bir düelloya çıkar gibi
cesaretli ve ahmakım
avucumdan bırakınca kaderimi
hayatımın dikişleri patlıyor
nazar değmiş gibi güzel gözlü bir çocuğa
dokunduğum ne varsa ateş oluyor
yağmur yerine kül yağıyor geceye
anamdan emdiğim süt burnumdan gelse de
bu öfkeli gece benim
baş başa, saç saça
kaybettiklerimden sonra deliyim
uluorta çırılçıplak koysan da beni
çoktan kuşatılmış bir şehri tek başına savunur gibiyim
hâlâ şizofrenim
hâlâ gözü karayım...
Aşk apansız bitince
Ekim artığı, piç bir gece kalıyor bana...
5.0
100% (6)