mutluluğu tırmalamak hüznün işi
sol göğsüme kurulmuş kentin
mayınla döşenmiş
misafirhanesi kevgire dönmüş
saatler boşalıyor kan ter içinde
çitilenmiş özgürlük
köpüklenen aşk
suni koşuşturmalar
sabrımın tanrısını yemiş
avuç avuç öfkeler ayinine
kurban sunulmuş tebessüm

gözlerimden fırlayan küfürleri iplemeseler de
onları ciladan geçiriyorum
hoyrat yaşamın
elden geçmiş haline nanik çekiyorum
aşkla aşık atmayan
ayağına sıkmıştır kurşunu anonsu geçerken
bellekte binlerce dikiş izi
yeşile kesmiş yüz kalbimi buruşturup atıyor
can fanusuna

bunca direncimin sebebini henüz keşfedemedim
insan ezmesi hiç sevmem
tökezlerken ağız tadım
korkunun pensesine takılıyor dişim
en azından gıcırdamasından kurtuldum
birazcık ışık sızdırsa içim
kargacık burgacık
günahlarımı temize çekebilirdim

ruh yordamıyla patlattım cehennemi
zebaniler kağıtlara zincirledi hayalleri
tek taşla koca bir sürü öldü
samimiyet buhranıma
astronomik fiyat biçildi
yalnızlığımdan ıslık çaldıkça uzaklaşıyorum
her gidene bir parçam armağan..