3
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
435
Okunma
zamanın merdivenleri hiç bu kadar dik olmamıştı
gözlerime inen perde de
yedi yirmi dört sen oynuyorsun
gam, hücum borusunu çalmış
şenliğim göçebe
siyahı soluyan burun deliklerim
çile dehlizlerinde yakayı ele vermiş
kıyım kıyım edilmiş heykel başım
yavaş yavaş çekildi aramızdan
tanrılar
ser verip sır vermez oldular
oysa
kulaç kulaç merhamet dilendim
rağbet görmeyen korkularıma
kangrene yakalanıyor
gidemeyen ayaklarım
senleyken
güneşti pabuçlarım
saniyeler içinde kaybettim sayemi
hali ahvalimi soracak olursan
gecekondusuna kapanmış
neşesiz çingeneyim
ateşim nem kapmış
göğnüm gri
annem uykumda ninni söylemiyor
gecem yıldız tozlarından yoksun
saçlarım dökük
volta atıyorum iki parmak arası
son çırpınıştan
can çekişmeye
anlayacağın
sırra kadem basan ceset gibiyim
kaybolmuş tarihlere not düşün
ütopik bir tesadüftü hikayemiz
çocuk gülüşünüze
kan oturmasın..
5.0
100% (9)