11
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
911
Okunma

Ölmeliydim
O daracık yolda sıkışıp kaldığımda
-Denizli Devlet Hastenesi
kırk altı numara-
Ya da beş yıl sonra
o bıçak boynumu taammüden ısırdığında
Yedi yıl sonra
o sarhoşun tamponunda
On yıl sonra
balkon demiri ellerimi bıraktığında
On dört yıl sonra
-siyah pis ve sahipsiz- o kuduz köpek
dişlerini baldırıma sapladığında
Yirmi yedi yıl sonra
Z’nin düğününden yola çıkan
o kör kurşun
göğsümde soluklandığında…
Ölmeliydim
Son nefesini veren dedemin
göz kapakları parmaklarımı yaktığında
ve teyzemin cümlesinin yarısı
boğazında kaldığında
Afrika’daki çocuk
hangi parmağımdan yemeye başlasam
diye düşünürken gözleri boşlukta
Orta Doğu’da bir kadın
kurşun ya da tecavüz seçenekleri arasında
seçime zorlandığında
Babalar çocukların gözleri önünde
idam mangalarının önüne konduğunda
Ayrılık acısını boğazına geçiren
önceki kiracı M.
kendini astığında
-hazır sela okunmuşken
cemaat hazırken
ve cenaze de duruyorken musalla taşında-
…
Ölmeliydim
Sen kayan yıldızları gözlerime sürüp
beni oyalarken
En sevdiğim parfüm
-ve rujun ve kırmızı elbisenle
mumun gözleri önünde-
başımı döndürürken
Aldığın her kitabı -acısına aldırmadan-
altını çize çize okurken
Çiçeklerimle başka bir dilden
ama sarmaş dolaş konuşurken
Fallara -istediğin şekilde konuşsunlar diye-
sufle verirken
Ekmeği ikiye bölerken domatesleri doğrarken
Sigaranı kül tablasına
eğreti bir şekilde koyarken
Topuklularınla gecenin bir yarısı
boş şişeleri tekmeleyip
kedileri korkuturken
Şiirlerime kirpiklerini yasaklamışken
ve her bir kelimesini tek tek
yerlerinden sökerken…
Ölmeliydim evet
Şimdi bu kadar acemi
ve hızlandırılmış bir elveda ile ölmek
-lütfetmişsin !
izi bile olmayan gözyaşlarınla bir de süsleyerek-
dokunmazdı bana
Günahkar da gitmezdim hem
Mizan’da beni bekleyen Tanrıya
16012021Râzı