Ney Hasenatı
Kanaatten zanaate Sebepten sebebe "doğru" akan .. ... Karşılıksız elif gibi sevmeye Riyâsız vav gibi eğilmeye bir ’ahsen’ olmak ... Senin lügatında ne(y)dir! ...
İlâhi vadesi noktalanmış yağmur damlası gibi Vatanına çekilmenin kanat izleriydi Gözlerindeki mukaddes uçurum
Işığı sönmüşse Karanlığa ter akıtıp gömülmüşse Yok hükmündedir feneri ve sarayı ansızın ve alayı anlamaksızın dönmüşse bir harabeye Neyin seferidir bu, neyin ederi!
Basa basa taşları yaralatıyorsun Taşlar ki bir eyvahtan bir eyvaha Bir ikametten bir ikamete hikmet taşıyor Bak, iplik iplik gökyüzü Tekmil veriyor Allah’a Bir elden bir ele rahmet
Her çığlığın sonunda anlamıştın Neydi bağıran! Hece hece siliniyor bark’odu diriliğin Yüzünüzde gökyüzü telaşı Ney’di seni, ölüm ve düşten öteye çağıran!
Her soluğun bir tutam aşk taşıyor Damla damla uzaklaşıyor bedende ayrılığın Her adımda bir âlem aşınıyor Her aşımda bir mânâya şikayet Sen ne(y)sin! Nasılsa bir gün üfleneceksin İsmâil niyetine eğseydin İbrâhim niyetine düşürseydin nef(e)sini ateşe Aşk sana kıyamazdı bilirsin
Dinle! Kulaklarına ney’in sesi taşınıyor Yanılgıdasın, hüsrandasın her saniyede bir zordasın! Zikrettiğin bütün susmalara Alevden bir şiirin sesi taşınıyor O alev ki sazlığını baştan başa yakıyor O sazlık ki bülbül olmuş Vuslat diye şakıyor
Haydi sokul sonsuzluğun satır aralarına! Merhametle kanattığın dudaklara Ateşten bir gül yakışıyor Güller ki sevdasını bir mâşukun uykusuna aşılıyor Sanki hiç hezimete uğramamışsın gibi Kim kimi yakıyor, Kim kimden kaçıyor! Yanmak senin neyine! ...
(r)
|
Saygı ve selamlar.