35
Yorum
46
Beğeni
5,0
Puan
2009
Okunma

bir zamanlar
kimsenin elinde avcunda da yoktu
bulan bulduğunca ancak ki toktu
elin ayası bu
ayağını kaşıyarak bizim öksüzü
zorla uyandırıp da kaldırabildik
içimiz cız vız ede ede
zamanın zorluğu işte
yokluk ve yoksulluk içinde
çaresizlikte dar bir zamandı
çift çubukta bizsiz ne olacaktı
ortada öküz mü kalmıştı
iki beli bükük bir de yavrucak
anca kala kalmıştık
ezan okunur okunmaz
düştük yollara
muhtaç ve mecbur olmuştuk
güçsüz ve çelimsiz kollara
kağnı bu hiç sessiz olur mu
dengi iyice bağlamakta şarttı
mandanın ne yapacağını kim bilebilir ki
işler bu kez yolunda gider inşallah
terslikler hep bozuyor işi gücü
saban ve tapanın kurulması gerekti
bizim velet hala daha da uykulu
ekim başladı diyerek
mecburen ekivermişti okulu
azığımız az zeytin kuru bir ekmek
nerede buluruz ki eti budu
bunu bile bulamayanlar vardı
ellerimizi açışta halimize şükrettik
ben sabanı tutup da yaratana
yalvarıp da yakarıyor
gah toprağa derdimi döküyor
gah bir çukurda bir kesekte
tökezleyip de duruyordum
nene halsiz ve takatsiz
düştü ha düşecekti
el atışta oturttuk
bu kara kış zar zor geçmişti
ne bir erzak vardı nede bir pide
umutlar kalmıştı bu yılki ekine
bu yıl öncekinden de çok kötü
fakirlik bu ya ne yapsan beli büker
gayret bizden nasip Allah’tan
şükürlerle zorluk içinde
çifte çubuğa sarılarak ekini ektik
biçarelik umutları yıkar
imkan olsa bu zorluğu kim çeker
bunca zahmeti çekmeyen anlamaz
olur ya zamanla geçer belki
kulunu yaratan aç bırakmaz ki
kim görmüşte duymuş
ona sığınıp da güveneni boş çevirdiğini
*
ya şimdi öyle midir
gençler hiç çalışmak istemiyor
ekmeğe nankörlükse diz boyu
nimeti beğenmeyip
israflar çoktan başları aştı
o yüzdendir
şükür süzün gözü de karnı da doymuyor…
AZAP...(Kadri Atmaca) 08.11.2020
5.0
100% (34)