7
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
737
Okunma

ÖN KAPI..//
Kars’ta 1982 kışı
Soğuk güneşli bir gün
Nöbeti devrettim, tam onbaşının arkasında giderken..
Nasıl olduysa düştüm.
Birdenbire gökyüzü ile burun buruna geldim.
Maviye yırtan beyaz ..........
Hem gökyüzünde,Hem yeryüzünde
Kötülükler ne kadar uzakta
Gökyüzü bir anne şefkatiyle benim üstüme yorganı örtse ..
Yıldızlar ve ay yanlış yerdesiniz
İçimde olmak var.
En son ne zaman böylece sırtüstü gökyüzünü seyrettiğimi hatırlamaya çalıştım..
Devasa bir olayın ( gökyüzü) insana kendine zavallı hissettirmesi harika bir duygu…
Sabırsız onbaşının sesiyle ayaktayım
Yirmi saniyem bin yılıma bedel
Canım fena yandı.
206 kemikten fermuar kemiğim eksildi.
İnsana yere düşmek iyi gelmiyor.
Gökyüzünden düşmediğime hayıflandım.
Atlardan insan olduğum için özür dilerim.
Hiç olmazsa atlar gibi vurulmadım
UZUN BELLEK İZDÜŞÜMLERİ..
Pencereden bakıyorum;
Kendimi görüyorum
Nöbet tutan askerim.
Kar ipek yumuşaklığında.
Pek şikayetçi olmazdım.
Yalnız kaldığım tek anlardı.
Kar hem acılarımızın,
Hem ölülerimizin
Beyaz kefeni..
Yağmurdan sığınacak tek bir ağaç olsa,
Sararan yaprakları görürdük
Kar eş zamanlı mı ülkemde yağardı
Bildiğim tek şey doğuya daha erken gelmesi
Gerçi botlarımız kardan ıslak ve parlak olamayacak kadar sonbahardı.
İlk aşk gibi.
Memlekete erken gelen geceyi biz gördük.
Günlerin kısalmasını ilk biz yaşadık
İlk sonbaharı biz gördük
İlk kar yağışı biz gördük
Tüfeklerimiz soğuktan kaskatı,
İlk üşüyen bizler olduk.
…
GERİDE KALAN ŞİİR
Bu yılda erkenden kuruldu sobalar
Kuşlar kanatlarını hızlandırarak
Taşırdılar sobadaki çayımızı
Ayazlı çiy senfonisi, toprak bembeyaz
Çiy asker eldivenlerimde yakıcı güneş
Toprak küstü,
Çatlaklarına söz geçirmek için
23 Ekim 1982
Kars