ben bir şairim
mücbir sokaklarında ki kedilere senin kadar güzel bakamasam da
birleşik devlet sırlarını içinde barındıran
bir karınca ayağında ki güçten tut
baştan aşağı duyan bir kalbe sahibim...

kutsal bekçilerin kapı arkalarında
taşlar ardında
omzundan vurulmuş bir suçluyum
her an kan kaybından bir çocuk ölür içimde
son çocuğu kaybettiğimde küçücüktü elleri
ben bir şairin sırtındaki dünyayken
şiirin soğuğu kadar nefesim kaldı sana
bir nefes
belki bir nefesten daha az
silahından çıkan kurşun gibiydi kaderi...


evrendim kainatlar barındıran kanatlarında
hiç bir kadının gözleri bana şiir yazdıramazdı
akrep saklantılarının en dev uçsuzlarında
bir şiiri hiç bir kadınla öldüremezdim
bağışlasın beni şimdi sinek kanatları
arkeolojik kalıntılar
dağlar bayırlar
babil kadar eski
kabil kadar katilim
karun kadar zengin
harun kadar fakirim...


en az bir şair kadar tutkunum göğe
ben değerli sandıkların kayıp anahtarı
ben şeytanın fikir danıştığı
ben incilde ki değiştirilmiş ayet
hakkındaki batıdan doğan güneş
satır aralarındaki boşluklar kadar yıldız
ve en az kendim kadar yalnız
krallığındaki habeş
bütün suçlulara eş
sergin kutuplarda ateş
imtihanında ki kureyş
rubülhali kadar kurağım
sakın derin topraklarımda kaybolma
seni ben bile bulamam içimde...

can-i