1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
518
Okunma
yaşadığın şehirlerden geçiyorum
şimdi ki zamanların yalın ayak cesaretiyle
her dal da yuvalandığın seyirliği örtüyorum
gözlerinden bir başka görünüyor intiharım
takvimlerin sıfatsız yalnızlığını işaretliyorsun
günler isyan ediyor ertelediğin cinnetine
sınıfsal ayrımlara inat sevişiyorsun bir işçiyle
o da incitmiyor
çok sonra öğreniyorum
işçinin çıplaklığında lekenin adı olduğunu
aşınıyor durmadan sözcükler
dudaklarda bıraktığın buruk acı
tebessüme gebe kalıyor
umudun atını kırbaçlayarak dört nala
ateşli sabahların terini kovalıyorsun
güneşin cömert olduğu sefalet mavisi gözlerimde
bir arefe sabahı buluyorum
tutunamayanların kentinde ki ruj izini
eflatun resmetmiş seni
yıkık duvarların her tuğlasında
newrozdan kalma bir isyan
keşke bende olsaydı sende ki hezeyan
açlığıma veriyorsun ellerimin utangaçlığını
oysa ki ceplerinde arandığım
eskiden kalma bir anı
insanın hep soldan mı acır canı
gölgende bir başka görünüyor sensizliğimin acısı
yetim cehennemlerin sevabına düşüyor
şakaklarımda ki ak-lar
aşklar sende hep bir yanı kara-lar
intihal duyguların mevsimlik marabası
bu bahar da nüks ediyor kıyametine fevrim
teninde ki kokuna dönüyor nevrim
sana olan aşkım eskiden kalan bir devrim
garabetinde bir başka görünüyor hiçselliğim
arapça harflerin
noktasız kıvrımları gibi sokuluyorsun yamacıma
ne ayıp dinliyor ellerin
ne de secde ediyor beş vakit bedenin
bütün akitlerin benim
sense sebebim
hiç yalvarma boşuna
yaradanın uyarı yok sana
minnetine yazmış kaderimi
istediğin gibi oyna…
alicengizoyunu
(şimdi sahne sırası sende, alkışlar bende…
ya kapatırsın perdeni ilelebet, ya da ölene kadar sadece bana bilet…)