6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2120
Okunma

Kına ile el arasında
( sır )
gördü beni.
Ateşten laleler taşırdı
öz yangınına ,
geçtiği gecelerimde
şavkı yaktı beni.
Saçlarında geceledim çogu,
şiirlerde , şehirlerde
kimseler bilmedi;
kokusu bildi beni.
Kah mecnunum gülüşlerinde,
kah Leylasıyım düşlerinde,
gündüzün
yorumlara sardı beni.
Avucumdaydı yüreği,
yangını vardı zahir,
kuş oldu uçamadı;
bir ( s ) üzdü beni!
Yakılsam kına tüter,
sağılsam yağmur,
közlerinde söndürdü beni.
Gözlerinde ağıt yakılı (k ) adın,
nazlarında bezdirdi , aşikar
sırlarında sezdirdi beni.
Bir türkü tutturdum ağırdan
" kekliğidim vurdular ,
kanadımı kırdılar.
daha ben ne idim ki ,
anamdan ayırdılar"...
al kınalı kanına batırdı keklik beni.
Bir kınalı keklik düştü kayadan sazlığa,
kara kış idi,
kanadı kara yazdı beni.
Yıldırımlar yaladı şairin kaldırımlarını,
kuytu bir köşede ,
( s ) hancı buldu beni.
Ellerini ellerine vurdu da,
deva bulmaz
benizinin sarısına sürdü beni.
Kırıldı kalemim çaat! diye ,
kara ile kaş arasında ;
kınalı bir damla vurdu beni.