16
Yorum
24
Beğeni
4,9
Puan
1098
Okunma

‘’Bu kent öldürüldü diyorlar
Kurşuna dizildi bir gece yarısı
Hayaletler geziniyormuş şimdi
Sokak aralarında ve caddelerde
Baykuş tüneği olmuş alanlar
Ve yarasalar uçuyormuş
Bu kent öldürüldü diyorlar
Bahar gelmez artık buraya.’’ (A. Telli)
Satır aralarına kurşun döküyorum mevsimin
Bir de teninde ölümün
Yeknesak bir savruluş
Aşkın hitap ettiği şehre de sunuyorum
Taziyelerimi
Ve parmak arasında trafik lambalarının
İp atlıyor yalnız çocuklar.
Şehir gibiyim bu gün
Aslında kendimi bildim bileli eşleştiğim:
Bir rüyada ayyuka çıkan
Aşkın özlemi
Bir de şehre düşkünlüğüm
Aşka meyleden o iki yakası şehrin
Ne zaman gelir ki bir araya:
Elbet bin yaşıma ulaştığımda
Yetmedi çocuk ruhumla
Kahkahalar ısmarladığım martılardan
Alamazken gözlerimi
Söyle, sevdalı İstanbul:
Ne olacak ikimizin bu tutarsız hali?
Hani çıtkırıldım yüreğimde
Duvarlar ördüğüm
Hani yanık kelamın da sırlarımı
İfşa ettiği bir yaz güncesi iken
Serildiğim her dize
Ve başıma buyruk yazarken hece hece
Savrulduğum kadar da s/avunduğum
Aşkın sessizliği
İçimde yaşarken ben bu şehri ve sevgiyi.
Yalnızlığımla bir sen boy ölçüşürsün, yârim İstanbul
Küt saçlarında vapurun
Taklalar atan bir kuş gibi
Gözümü diktiğim serin gözlerinde
Aşka erdiğim nihayetinde yanıp kül olduğum
Binlerce titrek yeis için için
Sayıp söverken ismimi
Söyle nasıl bir araya gelecek iki yakamız?
Ben ki elimde gemici feneri
Sen ki; aşkın nakkaşı
Nihayetinde yüreklerimiz iken yalnızlığın naaşı…
Belki de bir su küresi
Boca ettiğimiz miskin satırlar
Elim sende deyip de gözlerimi uzaklara kaçırdığım
Aşk dolu bakışlar
Elbet bir tek Yaratan tanık bu masala.
Piri iken özlemin
Sehven de yenilmedik mi biz her mevsim?
Varsın çapulcu imgeler de ıslıklasın bu aşk masalını
Bilsinler ya da bilmesinler
Aşkla erdik biz hidayete.
5.0
95% (18)
4.0
5% (1)