Şu ruhumu okşayan, sen nasıl bir güzelsin
Dudakta unutulan, eski şarkı gibisin
Bazen ise ilkbahar, bazen gül de gazelsin
Her gün kabus yaşatan, içte korku gibisin

Her yerde anlatılıp, sevgilerle anılan
Bir örnek olacaksa, hep ortaya konulan
Gıpta ile bakılıp, herkes ce kıskanılan
Efsane bir sevdanın, kalpte terki gibisin

Bakış ve gülüşüyle, beni kendine yakan
Ordan deli yüreğe, bir lav olup da akan
Anadolu’ya özgü, her sözü vatan kokan
Damarıma işleyen, bozlak, türkü gibisin

Kaşla göz arasında, aklımı çeliyorsun
Cilve, eda, naz ile, hüzünü siliyorsun
Kendine bağlamayı, çok iyi biliyorsun
İflah olmaz gönlümün ferman, erki gibisin

Şu asi ırmakların, bilinir mi hiç debi
Her zaman da sen oldun, özlemin müsebbibi
Tavrını kestirmek zor, parçalı bulut gibi
İki kalp arasın da, zaman farkı gibisin

Sevgiler dağıtırsın, tebessüm hayrı güzel
Aşk derdinin mimarı, ve dahi sayrı güzel
Yol boyu yürüyorken, endamın ayrı güzel
Kendine aşık eden, kalbin zerki gibisin

Lüzumsuz bu sevdayla, kimse başa çıkamaz
Katlanamayan yürek, bu güzele bakamaz
Sevda öyle güçlü ki, kasırgalar yıkamaz
Şu sevda surlarının, güçlü berki gibisin

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ETEK YAZIŞARI

GAZEL: Ağaç ve bitki yapraklarının kuruması
KABUS: Acı, sıkıntı, korku veren
GIPTA: Hayranlıkla bakılan
EFSANE: Doğa üstü hikayeler
LAV: Yanardağ içinde eriyip akan maden taş toprak
İFLAH: Çaresiz, iyileşmeyen
ERK: Güç, iktidar
DEBİ: bir nehrin saniyede taşıdığı su miktarı
ZERK: iç itim, yönlendirme
SAYRI: Hasta
BERK : Katı, Sağlam, sert