9
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
563
Okunma
Sefil yolların bitmeyen deminde
Ömürden bir gün daha törpülendi
Yolun bitmesini beklerken
Tökezledik bir lahit kapağına
Daha konmamışken mezara
Toprak koktu kefen
Ağladı gül ağacından tabut
Yolumuz olsada taşlı dikenli
Ayağını seven kaldı zaten geride
Gelincik yaprağı olan bedenler
Döküldüler birer birer
Ne sattık nede bıraktık geride
Yakın değil vuslat
Yiğit adamlarla çıktık yola
Varacağız elbet menzile
Ölüme duyduğumuz özlem kadar
Toprağa rücu eden gözyaşlarımız
Cilveleşen korun içinde
Çimlenen buğday tanesi sanki
Kaç kere sokulacan aynı delikten
Arafta çırpınan serçe misali
Müslümanın olmaz yol ayrımı
Hak yolunda değilsen
Çoktan geçmiş olsun sana
Şiar edinmişiz sevgiyi
Barışa yol tutmuşuz
Aman diyene kalkmaz kılıcımız
Sabır taşıda değiliz hani
Bizim özeller sallamasa kuyruk
Yunan’ın iti havlamaz karşıdan
Sözüm ona döktük denize
Ama kalmış siyonizmin beslemeleri
Gevşedi bunların tasması belli
Sıkmasını biliriz evelAllah
Dokunmayın kutsalımıza dedikçe
Salya akıttınız seccademize
Pislik bulaştırdınız mabedimize
Kopsun inceldiği yerden artık
Ya Hilal ya da haç
Allah’ın emanetini siyasete alet eden
Sefil yaratıklar
Maskenizde düştü
Masum görünmenin anlamı yok
Şehit anasıyla gözyaşı dökmeyen gözden
Vallahi şüphe duyarım geçmişinden
Nankörlük eden babam olsa tanımam
Haram olsun bu ülkenin
Ekmeği de suyu da
Haydi şimdi herkes kendi yoluna
Sadık KARADEMİR