S'ONSUZ S'EVDAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Varlığın ısıtır ruhumu Olmadığın her yer soğuk .. Gidersen çok üşüyeceğiz ! (( Ay )) “ DİL-RÛBA’M ” I. S’onsuz bu sevda ucu yanık gönül yaprağında Sarılmalarımıza susamış, suskun yolculuğumda Bu sonsuz bir şiir, Dilrûba’m! Üstelik kapattın, Bütün demir sürgüleri duygularına Yokluğunun nahoş karanlığında Başıboş dolanır afili kelimeler dimağımda. Yüklemsiz, yüklenirim gizli özne yüreğime. Aylardır bıçak açmaz buz tutmuş dudaklarımı. Alınırsın diye korkar da susarım! Kapanmaz yâreler açmış olsa da elvedan, Sınırlarını aşıp dönmeni beklerim. Sevdanın sılasından uzak, Soğuk ve ıssız bir sığınma kampında II. Her an ellerini arıyorum, Dilruba’m! Avuçlarını, nefesinin sıcaklığını, sözlerini Gözyaşıyla ıslatıyorum her gece Hayaline sarılarak uyuduğum saçlarını Olası görünmeyen bir avuntuya Bel bağlayan afacan gözlerim Bakadurur kapı eşiğine Kim girse sen zannederek... Döneceğin de yok, bilirim! Tik taklarla takvimler eskir, Romanlar, öyküler, nesiller değişir. Kim bilir, sevdalara küskün yüreğin Bir gün sahiden sevilmeyi öğrenir. Vaktini dolduran ıstırap terk eder düşünceni Huzurun pak sinesinde al güller yeşerir. Benimse cismani âlemde tek tesellim Eski bir fotoğraf kadrajındaki gözlerin Hâlâ isminin hamallığını yapar sözlerim Zihnimin karanlık sularında Gülümsemeni özlerim… Niceleri aşan duygularla sarmaş dolaş Gerdanında özlemle erimek geçer içimden Su tanecikleri gibi kayarak kucağına Süt kokunla firkati bin düğümle boğarak Ak göğsünde soluklanmak geçer. Yalan dünyanın gerçek düş’üydün işte sen! Yüksekten, çok yüksekten düştüm ben! Ellerimde olmasını isterken ellerinin Kayboldum yollarının tozunda el illerinin III. Ezel’im, ezber’im, Dilrûba’m! Ne zaman gülümseyecek olsan İçimdeki durgun denizler coşar. Bendine sığmaz sevinçler, sel olur taşardı. Tutabilseydim ellerinden, Endişeden terlemiş başını Yaslasaydın sevdamızın omzuna Savuştururduk vesveselerimizi Kaybetmekten korkarak sevmiştim seni ! Gölgen değse gözlerime, Ürkek bir tavşan gibi ne yapacağını şaşarak... Vedan ile sürgüne müebbet olunca duygular, Kaybetmişliğin eşkıyaları Sayısız kurşun atıp yüreğimi vurdular. Yalan dünyanın tek düş’üydün işte sen! En çok olmak istediğim yerden kovuldum ben. Ellerimde olmasını isterken ellerinin Kayboldum kaldırımlarında el illerinin IV. Yâr’im, evveli silip lügatinden Ezelin olsun isterken dizlerim Demir alıp limanlarımdan, gidiverdin. Alacası bol iklimlerde sarılamadım sana... Mısra boyu intihara yeltenip, Kâğıdı unutmayı yeğledi mürekkep, Küstü kaleme ellerim, parmaklarım, gözlerim Yine de Dil-rubâm, yine de! Tek muradımdır, son istirhamım Mutlu olmanı dilerim... Benimse bir intihar düğümlenir yutağımda İlmeği kendim bağlarım sensiz yarınlarıma Loğusa nöbetleri gibi nüksettiğinde özlemin Çocukluğum katre katre dökülür peşin sıra İşte o vakit Dilrûba’m! Yağmur taneleri gibi Toprağını arayan gözyaşlarımı Gizleyemem daha fazla gözaltı torbalarında Bir daha duymazsın, görmezsin, bilmezsin Sensizliğin harında nasıl yandığımı... Zamanı sona ermiş yakarışlarımı saklarım sinemde. Yalan dünyanın tek düş’üydün oysa sen! En çok olmak istediğim yerden kovuldum ben. Ellerimde olmasını isterken ellerinin Kayboldum zifiri çıkmazlarında el illerinin V. Ahh Dilrûba’m ahh! Bir sabah yeni bir güne açarsın gözlerini Başka şehir, Başka cadde, Başka yollarda… Benimse bir intihar düğümlenir yutağımda Seni, tanıdığım geceden başlarım aramaya Seni kaybettiğim yerden başlarım aramaya Her iç çekişimde bir hıçkırık tutar sözlerimi Susarım! Nihai dünyanın baki düş’üydün işte sen! En çok bulunmak istediğim gönülden Kovuldum ben! Ellerimde olmasını isterken ellerinin Kayboldum kahırlarında el illerinin Müebbet’e sürgün bu hasret, bilirim… Dilerim ki; Firdevs bağında ceviz gölgesine kadar Sabredebilirim! Ellerini tutmadan gidersem, Bekletme olur mu beni.! _______________________________________ Eser: S-ONSUZ SEVDA ( Dilruba’m ) Kitap: CANRUBA MISRALAR *Sonra yokluğun geldi aklıma, bir ilmek daha sardım boynuma! ((Şair)) Han AKÇADAĞ ____________________________________ |
Dilerim ki, Firdevs bağındaki ceviz gölgesine kadar sabredebilirim.
Duygu sağanağının çiselediği kahır, sitem, umut kırıntıları güzel bir şiire dönüşmüş. Sizi kutlarım.