Doğdun, bozkır ekiminde sonbaharın son deminde Hastalandın yaş zeminde, ne çektin be!.. Alibaba Kapıldın gurbet yeline kaptan da yoktu geminde Gönül sıla özleminde, ne çektin be!.. Alibaba
Hayattaki zor sınavın geçmekti magma çölünden Yüzüne talih gülmedi vazgeçtin sevdagülünden Hüsranla sonlandı avın, gam düştü kısmet gölünden Şu kara bahtın elinden, ne çektin be!.. Alibaba
Daha yolun en başında omuzda yük, yaşam zordu Daldın umut denizine her dalgası anafordu Saçlarına aklar doldu, hayat nede çabuk yordu Ağustosta tipi vurdu, ne çektin be!.. Alibaba
Tekerin dönmeye görsün yürek bile nazlı atar Uzak dursan gülistandan diken gelir sana batar Başın alıp, yola çıksan musibet pusuda yatar Her sefer de kaçtı katar, ne çektin be!.. Alibaba
Dünya tiyatro sahnesi, sana düşen tek beyitti Bir ömür sıra bekledin, boşa geçti, zaman yitti Daha rolün başlamadan bütün seyirciler gitti Perde indi, oyun bitti, ne çektin be!.. Alibaba
Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Allah hüzünlü yüreğinize huzur versin İnşALLAH değerli üstadım diyecek söz bulamadım duygulu hüzünlü bir şiir okudum değerli kalemizden yüreğine dokundu şiir açılması yüreğinize sağlık değerli üstadım saygılar selamlar hayırlı akşamlar dilerim Allah'a emanet olun
Amin!. Bilmukabele. Teşekkür ederim can dost. Bana göre hüzün şiirin mayası. Sonrası, nasıl şekillendirirsek o. Yüreğinizde güzellikler eksik olmasın. Saygılarımla.
Amin!. Bilmukabele. Teşekkür ederim can dost. Bana göre hüzün şiirin mayası. Sonrası, nasıl şekillendirirsek o. Yüreğinizde güzellikler eksik olmasın. Saygılarımla.
Ben de çok çektim alibaba bende... Ama ben şiir yazmasını bilemem ki ! Ben de yazdım bir şeyler şiir denmese de şiirimsi bir şeyler işte. Öperim gözlerinden... Anamızın karnında başladı hayatımız Sırtında gittik tarlalara Harmanlara azık taşıdık. Kolumuzda çıkın, Üstümüzde yamalı zıbın, Düştük kör sabahlarda, Tozlu yollara. Sığır güttük ovalarda, Yufka arası taze soğan, Bir de haşlanmış yumurta…
Yiyeceğimiz ekmeğe, Yetmeyince üç beş parça tarla, Ver elini şehir dedik. Geçinip gideriz belki, Karınca kararınca…
Oyuncaksız oyunlarımız vardı “Yağ satarım bal satarım”, Ne yağımız oldu ne de balımız. Göstermeden güneş yüzünü Akan burnumuz, Moraran ellerimizle soğukta, Sabah simitleri sattık. Gururumuzu satmasak da…
Yıldızlar yağardı üstümüze. Ay bedir olurdu. Mecnun Leyla’ya âşık, Ferhat Şirine. Ağlardık, Yazlık sinemalarda…
Yuvarlak yemek sofrasında, Sarı matematik defterlerinde, Yokluğu topladık. Umutlarımızı çarptık çoğalttık. Ekmeğimizi böldük,bölüştük Ama dertlerimizi çıkaramadık Beş numara gaz lambası Işığında
Bereç bataryalı Siera marka radyolarda Babalarımız ajans dinlerken Ellerimiz dizlerimizde oturduk Hep sustuk Susmayı öğrendik Sustukça
Tornistan ceket Yamalı pantolonlarla, Sınıfımızın en güzel kızlarına âşık olduk Söyleyemedik kimselere Bilecekler korkusuyla
Etsiz yemeklerin yanında Dayaklar da yedik Azarlar işittik Ekmeğin hasını bulduk Yemeğin etlisini. Sonraki yıllarda Devlet kapısında
Evlendik olmazsa olmaz sanarak Anasının dizinin dibindeki kızlarla Palazlanan çocuklarımızın eline el verdik Uçurduk Onlar şimdi başka yuvalarda
Güneş her nefeste Saatler göz açıp kapamada Ömür bitti bitiyor Ölümün eli kulağında
Gözümüz yollarda Bekliyoruz Gelecek emanetini almaya İstemesek de tutacak elimizden Vakit tamam diyecek “Haydi” Giderken dönüp bakacağız geriye Hepsi bu kadar mıydı sanki Yaşayıp gidiyorduk şunun şurasında
Vay beee!.. Muhtemelen aramızda yirmi yaş, köylerimizin arasında yüzlerce kilometre var. Yaşantılarımızın birbirine bu kadar yakın olması, dilimizin bu denli uyuşması ne garip. Gerçi garip de denilmez buna tabi. Yoksul Anadolu köylerinde yaşayan çocukların değişmez kaderi böyleydi topyekun. Hiç karşılaşmamış, yüz yüze gelmemiş olsak bile, bizleri birbirimize bağlayan o içgüdü dediğimiz şey de bu olmalı.
Şiir gelince; Haklısın o şiir değilmiş(!) Öyle şiir mi olurmuş. Şiir dediğin şeyde birazcık hata, kayma, imla, vurgu eksiği olur. O şiir değil, henüz adı konmamış şiir üstü bir şeydi inan ağabeyim. Ve bunu asla gönül okşamak adına söylemiyorum. Tüm samimiyetimle, tüm kalbimle söylüyorum. Bu kadar temiz, bu kadar yalın ve saf bir anlatım olamaz şiir. Tek kelimeyle şaheser.
Tüm kalbimle dilerim, ömrünün bundan sonraki her anı, geçmişteki her acının zerresini bile silecek kadar güzel olur. Varlığın adına teşekkür ederim. Sonsuz saygı ve hürmetlerimle.
Vay beee!.. Muhtemelen aramızda yirmi yaş, köylerimizin arasında yüzlerce kilometre var. Yaşantılarımızın birbirine bu kadar yakın olması, dilimizin bu denli uyuşması ne garip. Gerçi garip de denilmez buna tabi. Yoksul Anadolu köylerinde yaşayan çocukların değişmez kaderi böyleydi topyekun. Hiç karşılaşmamış, yüz yüze gelmemiş olsak bile, bizleri birbirimize bağlayan o içgüdü dediğimiz şey de bu olmalı.
Şiir gelince; Haklısın o şiir değilmiş(!) Öyle şiir mi olurmuş. Şiir dediğin şeyde birazcık hata, kayma, imla, vurgu eksiği olur. O şiir değil, henüz adı konmamış şiir üstü bir şeydi inan ağabeyim. Ve bunu asla gönül okşamak adına söylemiyorum. Tüm samimiyetimle, tüm kalbimle söylüyorum. Bu kadar temiz, bu kadar yalın ve saf bir anlatım olamaz şiir. Tek kelimeyle şaheser.
Tüm kalbimle dilerim, ömrünün bundan sonraki her anı, geçmişteki her acının zerresini bile silecek kadar güzel olur. Varlığın adına teşekkür ederim. Sonsuz saygı ve hürmetlerimle.
Enfesti Alibaba... Ben kısmen de olsa biliyorum ne çektiğini. Allah bir daha yaşatmasın. Ben de eşlik etmek isterdim ama şu an hazırlık aşamasındayım. Kalbim ve saygım seninle...
Aslında bu bir dizide replikti. "ne çektin be!" özellikle kızımın bu repliği sık sık kullanmasından dolayı kullanmak geldi aklıma. Onu da kendime bağladım bu şekilde. Doğru mu?.. Doğru bildiğin gibi. Her şey için teşekkür ederim ustam. İyi yolculuklar. Yüreğim seninle.
Aslında bu bir dizide replikti. "ne çektin be!" özellikle kızımın bu repliği sık sık kullanmasından dolayı kullanmak geldi aklıma. Onu da kendime bağladım bu şekilde. Doğru mu?.. Doğru bildiğin gibi. Her şey için teşekkür ederim ustam. İyi yolculuklar. Yüreğim seninle.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.