Ülkenin özünü taşır Önemdir on dokuz mayıs Tarihin sözünü taşır Dönemdir on dokuz mayıs
İstanbula bak Samsuna Coşmuştu Sakarya Tuna Hayat verdi Mehmet Suna Yönümdür on dokuz mayıs
Galatadan Bandırmaya Döndük o gün jandarmaya Meşaleyi yandırmaya Önümdür on dokuz mayıs
Düşman öfkemiz kaşıdı Analar mermi taşıdı Al kanlar aktı yaşıdı Dönümdür on dokuz mayıs
Toprağımız kızıl kanda Umutlar söndüğü anda Ağlıyordu yürek canda Kanımdır on dokuz mayıs
Haclı işgal de zulüm dü Anadolu yurdu gülüm dü "Ya istiklâl ya ölüm"dü Tanımdır on dokuz mayıs
Bölücüye kurşun sıktım Vatanıma sahip çıktım Meşalem ateşim yaktım Genimdir on dokuz mayıs
Sinsi düşman bizi böldü Gönüller gülşendi göldü İnğiliz gavuru öldü Günümdür on dokuz mayıs
Azeri Çerkezi Kürdü Yörüğü Pomağı Türkü Yurdumdan düşmanı sürdü Şenimdir on dokuz mayıs
Gün aydın oldu ışıdı Düşman başını kaşıdı Herkes bayrağın taşıdı Anımdır on dokuz mayıs
Mustafa Kemâl’le öğün Yenildi hepsi yap düğün Kutla yavrum bayram bugün Benimdir on dokuz mayıs
Resul’um kutsaldır Vatan Düşmanla savaştı Atan Toprağın altında yatan Canımdır on dokuz mayıs ............18.05.2020 Şiir;Resul Civcik - Ayrancı Karaman Fotoğraf;Anonim ....................................................................................... "Bu tarih Aynı zamanda,benimde Doğum Günüm Her ne kadar kimlik 20 mayıs yazsada bir büyüğüm anlatıyor; "Köy kahvesi önünde oturuyorduk sekiz on kişi, bir çocuk sizin havludan koşarak yanımıza geldi , Yusuf emmi Yusuf emmi bi oğlun oldu. Bir hışımla heyecan ile ayağa kalkan babam, O sevinçle kahveciye seslenip herkeze benden çay deyip, Doğruca Anamın yanına koşmuş babam. O gün baharmış ve o gün bayrammış yani 19 Mayıs Bayramı Böyle anlatmıştı benim dünyaya doğuşumu yada gelişimi Bir köylü ahbabımız bir büyüğüm." ...................................................................................... Bu Şiirim;19 Mayıs Atatürkü anma Gençlik ve Spor Bayramı anısına yazılmıştır.Kutlu olsun. Okuyup Hislenen yüreklere Selâm olsun.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Emeğimize yüreğinize sağlık Hocam, tek kelimeyle harika bir şiir olmuş, canı gönülden kutlarım Bayramımız kutlu Kadir Gecemiz mübarek olsun Selamlar saygılar..
Sağolun Varolunuz Saygı Değer Şairim Okuyan gözlerinize, Yazan ellerinize, Hisseden Yüreğinize Sağlık. Çok teşekür ederim. Selâm ve Duâ ile.Saygılar Sevgiler.
Sağolun Varolunuz Saygı Değer Şairim Okuyan gözlerinize, Yazan ellerinize, Hisseden Yüreğinize Sağlık. Çok teşekür ederim. Selâm ve Duâ ile.Saygılar Sevgiler.
Yüreğine emeğine sağlık değerli hocam kutluyorum canı gönülden ömrüne bereket böyle anlamlı günde doğmak ne onur verici iyi ki doğdunuz her daim saygılarımla selamlıyorum
Güzel şiirdi. Kutlarım kaleminiz. Bu arada doğum gününüz kutlu olsun. Sağlıklı sıhhatli ve sevdiklerinizle birlikte mutlu huzurlu ömürler sürmeniz dilek ve temennisi ile Allaha Emanet olun.
Ne güzel bir günde Doğmuşsunuz? 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramımızla birlikte, doğum gününüzü de kutlarım. Ben 19 Mayıs Çalışmanıza Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Konya'da Kadınlarımıza yaptığı bir konuşmadan bir bölümle katılmak isterim. "Hanımlar, Efendiler! Bu son yılların inkılâp hayatında, ateşli fedakârlıklarla yüklü mücadele hayatında, milleti ölümden kurtararak kurtuluşa ve bağımsızlığa götüren kararlı çalışma hayatında, her millet bireyinin çalışması, gayreti, emeği, fedakârlığı geçmiştir. Bunlar içinde en fazla yüceltilmesi, anılması ve daima teşekkür ile tekrar edilmesi gereken bir emek vardır ki, o da, Anadolu kadınının göstermiş olduğu çok yüce, çok yüksek, çok kıymetli fedakârlıktır. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının üstünde kadın çalışması söylememize imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim” diyemez.Hanımlar ve Efendiler; Kadınlarımız aslında sosyal hayatta erkeklerimizle her zaman yan yana yaşadılar. Bugün değil, eskiden beri, uzun zamanlardan beri, kadınlarımız erkeklerle başbaşa, mücadele hayatında, ziraat hayatında, geçinme hayatında, erkeklerimizden yarım adım geri kalmayarak yürüdüler. Belki erkeklerimiz memleketi istilâ eden düşmana karşı süngüleriyle, düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısında varlıklarını ispat ettiler. Fakat erkeklerimizin oluşturduğu ordunun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Memleketin varlık nedenlerini hazırlayan kadınlarımız olmuş ve kadınlarımız olmaktadır. Kimse inkâr edemez ki, bu savaşta ve ondan önceki savaşlarda milletin hayat kabiliyetini tutan hep kadınlarımızdır. Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren, ürünleri pazara götürerek paraya çeviren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber; sırtiyle, kağnısiyle, kucağındaki yavrusiyle, yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip cephenin savaş malzemelerini taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilâhi Anadolu kadınları olmuştur. Bundan dolayı hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle sonsuza dek kutlayalım. Koşuşma metinin tamamı, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı Sitesinde. Arzu edenlere duyurulur. Selam ve sevgilerimle.
19 MAYIS'TA NE OLDU? 19 MAYIS 1919 TARİHİNİN ANLAM VE ÖNEMİ
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır ve bugün İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün kabul edilir. Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.
Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir.
* Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. TürkMilleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak içinAnadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:
“-Paşa, Paşa!... Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin!Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir... Paşa, Paşa... Devleti kurtarabilirsin!...
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?...O Vahdettin ki... bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
- Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim...Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...”
Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir “Türk Milleti” vardı.
Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi: III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele),Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK),Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN),Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI),Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE),Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM),Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE),Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV),Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY),Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI),İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT),Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ),Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS),Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV).
Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler,Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır.
Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.
Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.
Atatürk“Gençler!Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.
Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.
Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün internet sitesinden alınmıştır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.