Mert Metin’e…
şehre karanlık bir yabancı geldi
yüzü yoktu
kalbi yoktu
şarkısı yoktu
öyküsü çoktu
öyküsü çoktu
zemheri barındıran bir
uykusuzluğun suskunluğuydu
çöl çatladı o yüzden
vaha yarıldı mızrağa dönüştü umut
geldi bağrını buldu
yüreğine kuruldu
bulut kasketine kar düşmüş ağıt yüzlüm
kutsal yüreğine mezar taşı
hangi kimya çözülür şimdi yumruğunun deltasında
hangi gardiyan dili bu demir kapı yalnızlığına
hangi ses seni bana
beni sana sürdürür
hangi sürgün beni bana
seni sana düşürür...
şimdi de susacak mısın
şehre karanlık bir yabancı geldi
yüzü yoktu
dili yoktu
şarkısı yoktu
adı yakup’tu...
yakup’tu
yakup
altın ışıklı ırmakların çırpınan suskun balığı
şehirlerin ve geçitlerin en hoyrat şafak sancısı
kardelendir yüreğin kardelen
bestesine şiir çeken kalbin
ömür eken/
hüzün biçen…
ey yakup
ey
şimdi mermilerin nerede…
ve vurulup düştüğün sokak
kaç
aşk kaç
bulut kaç yangın
serin seherlerinde…
Ali K. TANYILDIZ