12
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1210
Okunma
Bahar geldi nihayet çiçekler haşır neşir
Doğanın uğultusu kalpte uhrevileşir
Filizleri fırlattı hıçkırığı toprağın
Su yürüdü sapına küçük yeşil yaprağın
Huzur buldu gönüller rüzgârın nefesiyle
Şenlendi gülistanlar serçelerin sesiyle
Gökyüzünde güneşin bitmez hüznü silindi
Yedi renk ışığıyla arzın üstüne bindi
Bahar geldi umutlu, ölümden korkan canlar
Neşelendi canlandı uyuyan heyecanlar
Sitem etti sessizce ak papatya bahara
“Geç kaldın düşecektim toprak altında hara”
Özgür kıldı nergisler mis gibi kokusunu
Arılar uçuştular bölerek uykusunu
Kelebekler kurtuldu örülü kozalardan
Kahkahalar yükseldi sarı mimozalardan
Bahar geldi nihayet ne gam kaldı ne kasvet
Âşıkların gözünde ısrar eden bir davet
Al güller bülbülüne kırmızı şarap sundu
Hak katında yazılmış bu hal sanki efsundu
Cilveli bir tebessüm dudaklara saplandı
Güneş doğdu simalar mutlulukla kaplandı
Bahar geldi gitmesin mevsimleri alalım
Hazan kalsın yerinde yazı kışı salalım.
*
Ses tabakası: Üç birimden meydana gelmiş bir şiirdir. 7+7 duraklı hece ölçüsüyle yazılmıştır. Uyak düzeni aa, bb, cc diye devam etmektedir. Tam ve zengin uyak kullanılmıştır. Şiirde kalın ve ince ünlülerin sayıları neredeyse eşittir. Türkçede nispeten az kullanılan “u” (38), “ü” (28) bile şiirdeki ses cümbüşüne eşlik etmiştir. Yine her dizede n,r,l yumuşak sürekli ünsüzleri de bol bol kullanılmıştır. Sert ünsüz “k” (37) bile şiire bir harmoni vermektedir. “Neşelendi canlandı uyuyan heyecanlar” dizesinde hem altı kullanımla “n” aliterasyonu hem de beşer kullanımla “e” ve “a” asonansını duymaktayız. “Bahar geldi” sözcük grubunun tekrarı da başka bir ahenk unsurudur.
Anlam tabakası: Kırat’ın şiirlerinde sıkıntı ve keder ağırlıklı duygudur; ama bu şiiri diğer şiirlerinden farklıdır. Bu şiir bir bahariyedir. Bahariyeler aslında Divan edebiyatının bir şiir türüdür. Baharın gelişini, doğadaki değişimleri, çiçeklerin açmasını, kelebeklerin uçmasını konu edinen kasidelerdir. Kırat şiirini kaside biçiminde değil, mesnevi biçiminde uyaklandırmıştır; ama şiirini beyitlere değil, “Bahar geldi” söz grubunun tekrarlandığı üç birime ayırmıştır. Her üç birim anlamca bir birinin devamıdır. Şiirde geçen haşir neşir, çevresindekilerin işleriyle kaynaşma; uhrevileşmek, öteki dünyayı düşünmek; kasvet ise, sıkıntı, gam, karanlık anlamlarında sözcüklerdir. Şiirde baharda meydana gelen değişiklik ve bu değişikliğin baharı temsil eden objeler üzerindeki etkisinden söz edilmektedir.
Obje tabakası: Toprak, çiçek, filiz, yaprak, arı, kelebek, nergis, papatya, mimoza gibi baharı çağrıştıran sözcükler şiirin objeleridir. Şiirde teşhis (kişileştirme) sanatına da vardır. Şiirdeki objelerin tümü hareketlidir. Bu hareketlilik çekimli eylemlerle sağlanmıştır.
Karakter tabakası: Bahar, her canlı üzerinde yaşama yönelik hareketlilik oluşturmaktadır. Şiirin öznesi de bu canlanmanın etkisindedir. Kırat’ın yeni ve zengin hayalleri vardır. Yüksek öğrenimi olmasa da Divan edebiyatındaki mazmunların birçoğunu bilmekte ve kendi modern şiir tarzında kullanabilmektedir. “Al güller bülbülüne kırmızı şarap sundu” dizesindeki kırmızı gülün renginden dolayı kadehin içindeki şaraba benzetilmesi Divan edebiyatının bir mazmunudur. Şair bahariyesine uygun bir ruh hali içerisindedir. Baharda meydana gelen değişiklikler somut betimlemeler ve soyut hayallerle dile getirilmiştir.
Alın yazısı (kader) tabakası: Baharda havaların ısınması, gün ışığından faydalanma süresinin artması, yiyecek bolluğu bitki, hayvan ve insanların üreme çoşkusunu artırmaktadır. “Hak katında yazılmış bu hal sanki efsundu” dizesinin de imlediği gibi bu yaratıcı tanrının/doğanın çizdiği dünyanın kaderidir.
Çözümleme: Seddar İnce
5.0
100% (18)