SESTİ KADINŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Mum gece’ye tutulmuştur bir kere. Gitmem yüreğinden başka bir yere ((Ay)) -- SUSTU ŞAİR – Her gece sende ölüp, Her sabah sende dirilmek midir aşk? Diye fısıldadı bir kutsi ses kulağına! Ama ne ses! Ay’ım demişti, Şair ona, Dolunay’ım Karanlığım-da Şimal ’im! Yetmedi dimağına, az geldi. Ne söylese az! Mahşer kurulsa göğsünde Şeb-i arus’u bilmişti onu! İlah-a varan son adımdı! Yaradan’ın elini öpmeden önce Alnından öpeceği son durak! Dokunamazdı yârin kutsiliğine maraz! Sema imgesiyle onu anlatmaya çalışmak Az kalmıştı çok az! Heybesinde öyle heybetlisi yoktu! Sökse cihanı, sökebilse, avuçlarına verirdi! Öyle kudret-i yoktu, yıktı başını önüne! Kan revan acziyetle sustu sonra! Ama ne susuş! Ey benim; Suskunluğuma saplanmış intiharım! Diye fısıldadı bir kutsi ses kulağına! Ama ne ses! Ey İlah’i! Han-i Şair bilmese seni! Bu sese kıyama dururdu, affet hepisini! Bu seda mekânsızdı, mekân ona dar! Evvelsizdi, evvel yakin, ezelsizdi, Ezeli bile serseydi ayağına az! Tarifi mana da bulması imkânsızdı! Mana’nın ol-yetisi dağıldı dilinde Kan revan acziyetle sustu Şair sonra! Ama ne susuş! Ne zaman; Yaklaşsam, kurtulamıyorum kül olmaktan! Diye fısıldadı bir kutsi ses kulağına! Turab’ıma can-ın düşmeden, Başına kargalar üşüşmeden, Mahşerini de yakmadan yine git, sevgili! Ama ne ses! Sonu’m demişti O’na Şair, Son-um! Senden ziyade, senden öte yok’um! Al ezel’imin hepsi senin! Kudret senin, insaf senin, karar senin! Cehennemi de bastım seninle bağrıma! İsyan’ın da adısın artık dilimde! Toprağın kursağımı tıkasın ki Sende yanmadan gitmem bir adım ötene! Kudret sen, insaf sen, ebet sen! Berat senin elinde! Çünkü sende yanmaya geldim ben! Sustu kalem sonra, Ama ne susuş! İntihara meyilli değilim, dedi Şair! Filiz olup yeşermeğe geldim hülyanda Lokma olup dudağında dağılmaya! Sen de ol-hayat Bir öğün, Bir fiil Kul olmaya geldim! Yaşatmak adınadır bu isyan! Eğer yanmaksa bize gördüğün kutlu reva Ebet kim ilelebet asarım boynuma! Seve seve! Varsın çarpsın figan’ın sırat’ıma! Kudret sensin, insaf senin, karar senin! Bir damla su idim hayatta! Buz’a kestim! Ya ateşinle yanacağım, Ya avuçlarında eriyeceğim! Küçücük bir yürek sığmaz mı avuçlarına! Sustu, Şair sonra! Ama ne susuş! Bak gözlerine, benimki kadar ıslak mı? Vurma şu gönlüme, yazıktır, günahtır! Diye fısıldadı bir kutsi ses kulağına! Ama ne ses! Nefes’im demişti Şair ona, nefes! Ya israfil! dedi inceden inleyerek! Ya İsrafil! Talibim elindeki sur’a-ya! Dört meleğin yanına yaz adımı! Mahşer kalkınca yerden! O zaman açacağım avazımı Yakın beni...! Sanki sahipsiz tek günah benim! Na-mekan tek yürek ben! Susturmak için göğsümdeki vaveylayı! Verin bana bütün ateş’i Baş tacımdır, bu yangın başımın tacı! Sustu Şair sonra! Ama ne susuş! Farket ki farz değil, yâr-dan ayrılık! ____________Elinde bir zeytin dalı bulunmaz mı? ____________________________________ 26.4.2020 01:29 *Bir sevda ki kandil gibi geceyi aydınlatıyor! (( Şair )) Han AKÇADAĞ ____________________________________ |
Sonra da soruyorum
Biraz içimi yakacak şekilde
Biraz da ruhumu satacak şekilde
En güzel hal ile
En güzel meleklere...
Ah, şair!
Yazmış yazan yazacağını
Bize de alkışlamak düşer.
Kutlarım sizi Han Bey
Yine beklemeye, özlemeye değer bir şiir olmuş.