1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
955
Okunma

Ve yine hüküm giydi yalnızlığım;
Susarken çaresizliğime mühür vuran
dilsizliğimin ana dili,
Ardından tonlarca acı bıraktı
sensizliğin hükmettiği uslanmaz
yüreğim,
Duygularım depreşirken fırtınanın
hırçınlığında,
Tükenmem, mürekkebi olduğum
kalemi tutan sen iken..
Ve yine hüküm giydi yalnızlığım;
Tanrının silgisi var mıydı sahi?
Silebilir miydi seni kimsesizliğimde,
Kaybederim kendimi daha
seni bulamazken,
İçimde nifak tohumlarını
ekerken nefretinle,
Soldurmam, gülün dikenlerini
ruhuma saplayan sen iken...
Ve yine hüküm giydi yalnızlığım;
Gururumun feryatlarına ağıtlar
yakarken,
Gülüşlerin göz altlarımı morartan
ayrılığın nakaratında baş döndüren
berduş bir şiir misali,
Parçalı bulutlu satırlar kusarken
sağırsızlığıma,
Erimem, küllerini yorgunluğuma
bahşeden sen iken...
Ve yine hüküm giydi yalnızlığım;
Hayatın çirkefliğini sol yanıma
işleyen tek yanılgımdın,
Ki hiç sabahlayamadık gecemizi
bölen efkarın sarhoşluğunda,
Hep kırılan kalemlerde teselli
aradık yaraların sarılamayacağını
bile bile,
Karamsarlığın kuytularına isyan
bayrakları asarken,
Üzülmem, yüreğimin kırıntılarını buruk
tebessümleriyle öpen sen iken...
Ve yine hüküm giydi yalnızlığım;
Birikmiş tüm umutlarını kaldırırken
hiç kirlenmeyen ve tozlanmamış
raflarıma,
Günbatımının kızılığında Yorgun
Şairin mısralarını dillendiriyordu
sevdana hasret dudaklarım,
Bahşederken ihanetlerini düş
kırıklarla besleyen huzursuzluklarıma,
Küsmem, tenimin yanıklığının
merhemini nefesinde saklayan sen iken...
Ve yine hüküm giydi yalnızlığım...
(13.03.2016 Yüksekova’ma )
5.0
100% (5)