2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
991
Okunma
Aşk ehline sorulmaz sarhoşlugun pâyesi
Şarabın âlâsını içmişken ne söylesin
Aşığın yana yana kül olmaktır gâyesi
Pervâne olup nâra uçmuşken ne söylesin
Ne beklersin dilinden neye cevap ararsın
Âşığın yâresini sanma âşksız sararsın
Boşa kelâm edersin boşa suâl sorarsın
Cismini pâr eyleyip saçmışken ne söylesin
Yüzü güneşe dönük çiçek misâlidir o
Fırtınalar saklayan denizin hâlidir o
Nice ilim ehlinden çok daha âlidir o
Gönlünde gonca güller açmışken ne söylesin
’Ölmezden evvel ölün’ hitâbıyla dirilip
İlhâm bulutlarından yağmuru indirilip
Ruhundaki ıstırâp âşk ile dindirilip
Benliğin ötesine geçmişken ne söylesin
Doymuşken çilelerin bin türlüsüne zevkle
Hamdinin zirvesinde gülümsüyorken şevkle
Rüyâlar âleminden yansıyan gizli şavkla
Hiç’liğin izzetini seçmişken ne söylesin
Aşığın lisânında ne harf olur ne de ses,
Kalbinde barındırmaz mâşuktan gayri heves
Dar gelir hapsolduğu beden denilen kafes
Rabbine firâr edip kaçmışken ne söylesin.
5.0
100% (7)