1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
827
Okunma

Köhne bir dükkân, küçücük oda,
Tombul madam oturuyor önüne bakıp,
Çilli boynunda bir sürü boncuk,
Tezgâhın ardında mahzun bir çocuk...
Şıkırdıyor kollarında bilezikleri,
Gözlerini deviriyor bakarken,
Şişman ayağında tempo sesleri…
Gramofonda duyulan âşina bir ses,
Kulaklara dolan yitik bir nefes
Seslenir sanılır yıllar öncesi…
Çiçekli örtüyü elde işlemiş,
Sararmış, minelerin mavi renkleri.
Küçücük vazodaki mor menekşeleri,
Gülümseyip okşuyor bir bebek gibi…
Sararmış o siyah beyaz fotoğraf,
Duvarda gülümsüyor güzel bir kadın,
Sarı saçlarında küçük bukleler,
Her birine gizlenmiş, saklanmış sevgi...
.
Pencereden görünüyor çitli bir bahçe,
Ağaçtan ağaca ipler gerili.
Üstünde uçuşan renk renk çamaşır
Esen rüzgârla mâziye el sallar gibi…
Esnedi geriye doğru yaslanıp
Gülümsedi tombul madam; şehlâ bakışlı,
Gözünde hayâlleri elâ nakışlı.
Bu akşam belki de gelir o gemi,
Daldı uzaklara, karıştı aklı,
Düşündü geçen yılları, bir film gibi...
Duvardaki aynada görünen aksi,
Yıllar öncesinden göz kırpar gibi.
Şehlâ gözlerinden dökülen yaşlar
Ufukta bir gemiye vedâsı gibi…
Parmağının ucuyla sildi gözünü,
Çaldığı plâğı koydu yeniden.
Titreyen eliyle tutarken tempo,
Şehlâ gözlerini yumdu derinden…
Anıları taptaze, kırıktı kalbi...
Hâlenur Kor
5.0
100% (4)