Usandım hey gönül senin derdinden
Katlimin fermânı dil değil misin
Saçlarım ağardı senin ardından
Gittikçe uzayan yol değil misin

Bunca yıl gezdirdin diyar-ı rumu
Bitmedi kibrinin serâbı kumu
Niye zehreyledin garip uykumu
Gözümü kapatan yel değil misin

Sırtımı çevirsem hançeri vurdun
Ne oldu da sana böyle kudurdun
Bülbül gibi eyvah eyledin durdun
Dikeni zehirli gül değil misin

Ham idim pişirdin attın nârına
Ümidim kalmadı gayrı yarına
Ne yüzle çıkarım Hakk didârına
Meyvesi kurumuş dal değil misin

Emrah’ı gurbete satan da sensin
Reyhani’yi derde atan da sensin
Kerem’i Ferhat’ı yutan da sensin
Seveni çağıran çöl değil misin

Giysem giydirmezsin huzur libâsı
Korkarsın bitecek sinemin yası
Otursam sofraya dökersin tası
Kaşığımı tutan el mi değil misin

Var git gönül var git düşme peşime
Sabır taşlarını vurma dişime
Beni hasret koydun kabir eşime
Bahtımı bezdiren hâl değil misin

Makberî ozanı çalma ha taşa
Kırıp kanadını salma yokuşa
Yarın mahşer günü çıkar temaşa
Sen de benim gibi kul değil misin

_______Makberî