3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
943
Okunma
sen gel ki , ağlamasın gece
öksüz bir nefer gibi vurulup vurulup
sen gel ki , ağlamasın gece
böyle benim gibi unutulup unutulup
sarıyer sahillerinde şu ürkek yıldızlar olmasa
şüphesiz bir yumruk inerdi semadan göğsüme
yalnızlığın keskin hançeri gibi hayasız,
unutulmuşluğun acımsı şarabı gibi tatsız ...
ben ki , sözcüklerimi sensizliklerde yitirmişim
elim kolum bağlı ümitli bekleyişlerde - ve dilim-
gardı inmiş bu yosun kokulu gecelerde
şüphesiz bir yumruk inerdi semadan
bu hüznümün bitip tükenmişliğine ...
o yıldızlar ki ; yüreğime üşüşür sevinçleri
tenha bir buluşmadaki keder gibi
hasretini demlediğim bu solgun saatlerde ;
gülmesi sen, utanması sen ...
o yıldızlar ki , bilmezler
sen gülsen hepsi tereddütsüz ağlayacaklar ....
sarıyer sahillerinde sabaha karşı
denize düşmüş yüzünün aksi,
yıldızlar kaçıvermiş ve sönüvermiş istanbulda tüm fenerler
sarıyer sahillerinde sabaha karşı,
martılar tünemiş senin münzevi gidişlerine
ve ben bir şiir yazmışım düşümde
ve sessizce dağılmış gözyaşlarım geceye ...
sen gel ki , ağlamasın gece
böyle serseri gibi yerlere düşüp düşüp
sen gel ki , bitsin bu işkence
ansızın kaybettiğim, seni bulup bulup ...
-oysa gelişini görürüm ben her gece düşümde-
Anıl Atik , 2008