0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
828
Okunma
İNSAN KENDİ ODUNDA, TUTUŞUR KENDİ YANAR
Gözlerinin önünden, hayat bir bir geçecek
Ecelin şerbetini, her kul elbet içecek
İnsan çaresiz kalır, kaldırmaz başı boyun
Azrail baş ucunda, dünyada bider oyun
Ruh bedenden çıkınca, ayrılır canın tenden
Mevta diye bahseder, insanlar hemen senden
Suların ısıtılır, siyah tüter bacalar
Salaların vererek, rahmet diler hocalar
Yakasız gömlek denen, kefenin se biçilir
Hayatta yaptığının, hesabına geçilir
Dalgalı hayat biter, ölüm gelir durulur
Gizlice yaptıkların, suratına vurulur
Teneşir tahtasında, son kez tenin yıkanır
Hayratın yoksa senin , defterlerin kapanır
Kısa süre de olsa, omuzlarda gidersin
Dönülmez yola girer, artık veda edersin
Veda edeyim desen, dönüp söylemez dilin
Dünyayı kavramlardın, nedense kalkmaz elin
Cenaze namazında, kullar dua ederler
Ondan geldi o yine, ona gidiyor derler
Kabir kucağın açar, toprak seni kucaklar
İnsan ölüp gidince, tütmez olur ocaklar
Yanında kimse olmaz, melekler soru sorar
Para, mal fayda verme, sevaplar sana yarar
Irmaktan geçemezsin, nasıl geçen sırattan?
Güneş mızrak boyudur, gelirsin sen ıraktan
Mizanda taratılacak, günahla sevapların
Ortaya saçılacak, dünyada yaptıkların
Beratını solundan alırsan artık yandın
Sağından aldın ise, cennete bil ki daldın
Dostum ölüm gelmeden, ver sen kulun hakkını
Azaplar çok şiddetli, kullan hemen aklını
Niğmetullah sana da, elbette gelir ölüm
Beş vakitte kaç defa, kıbleye dündün yönün
Kul hakkını verdin mi? Kırdığın kalbi onar
İnsan kendi odunda, tutuşur kendi yanar
05.11.2019
Şair yazar: Niğmetullah Şentürk
Niğde
5.0
100% (2)