İhtimaller yatağında
İhanet kokuyor bu resim
Karamsarlıktan sarhoş
Yalan sofrasında
Huzur mu arıyor ihmali

His coğrafyamın çengelli sorusu
Kesirli de olsa çizgilerin
Kurulmuyor ölçeğimde
İzdüşüm denklemleri

Yandaşım yoldaşım
Arama kendini bende
İtirafın seçeneklerde
Renklerin ruhu boşalmış
Hürdaşım
Ne kadar yakınsan bana
O kadar uzaktayım kendime

Kıyamet mi kopuyor
Ne işi var dilimde daralan söz yaşı
Aşka galip mi geldi naftalin kokular
Soyunuyor hercailere erguvanlar

Nedir bu dalga köpüğü
Zaman adı hayal unutturan mı
Yoksa aşkın tarifi mi
Suların rüzgarla yarışı
Yoksa bakış pusulaların çapı mı bozuk
Nerede ağzıma tutkun
Gönlümün mimarı üzüm gözler
Duygum nadasa düşmüş
Kendini kapattı üzmelere inziva

Isırgan otum
Acılaşmış sözlerin saçaklanırken
Yutkunluğumun alıngan yüzünde
Yürekte şahlanır bir at adı özgürlük


Tutkalı tutku kurulu er meydanında

Boş vaatlerin imalı bakışında

Bilek güreşi yapar

Gönül çelen kızılıyla şakalaşan ayrılık



Gömülü hazinemin boş sandığı
Tatlı su bebeğim ararken seni
Neden
Kaybolursun gözlerimin önünden
Yoksa sende ben gibi
Uyku denizinde yüzerken düşlerin
Yoksa sende ben gibi
Kendini zengin mi sandın

Hevesimin keten helvası
Senden daha güzel olmasın diye
Birlikte solumak için nefesi
Tadına şeker döküp
Beklenen saatlere kurdum hayalini

Kasvet etme gönlüm
Söylenmemiş sözlere tutunan
Yazgı kitabımın suskun sayfası
Ezberinde olsa da ecel
Sevdaya yönelik söylenecek ne varsa
Cennet kapısında bekliyor bir sevgili
Dolarken boş sandığa bakir duygular
Düşlerin kıyamet sohpetinde
Güneşe ulaşmaya çalışır bir kuş

Kaçınılmaz su sırrım
Dil yaramın su bantı
Özleminde atarsın nem şilteni sineme
Canımın sıkıntısına
Hüznümün garipliğinden kaçarsın bensizliğe
Denizlere sorduğum an
Rüzgar arkasında sürüklenir bulutlar

Saklansan da
Ummanın sırrını verdi tek bir damla
Ayrılığın kuruttuğu bakışıma
Su vermek için pamuklaştı ellerin
Gözlerimle konuştu
Sessizliğime yansıyan gölgelerin

Ruhumda gün uyandıran
İçime çektiğim günaydınım
Ayrılık taşında olursa aş
Pişmanlığın olmaz dostu
Tek bir damla düşerse aşka
Kekik koksa da dağlar
İbadetinde sevmeler yakar
Güzellikler sevmez sevilir adı ateş

Hüzünlenirse hiç birşey
Uzaklaşırsa sevilmeler
Sanmaların tuzağına düşer herşey
Buzlanan ateşim
Geceyi gündüze kavuşturan gözbağım
Yaşama son olsa da tek el dokunuş
Son soluk tek nefeste saklıdır döngün

NURTEN TARIM