içimde direnen çağ'ave sabah arıları kozalarda eskitir zamanı çatışır fikrimle duam çocukları ölüm susturur tanrıları kurban sararan anılardır gelip içimde semiren ve her gece bir ağaç gibi önüme devrilen her gece yeni bir dağ önümde sürgündür bir şairin soğuk kalbine bir râvinin ıssız kalbine büyür bir masal sessizce sevincim eskimiş yüzüm unutulmuştur yapraklarını hevesle açıp sonunda döken çiçekler gibi her gece kapımı yumruklar gençliğim elinde söyleyemediğim sözcükler zavallıyım ben katilim unuttum isimlerini renklerin çünkü unuttum kelimeleri ve tüm o yaşlılar gibi muhtacım içimde tükenen çağ’a bütün köhne yasalarına hatırlat bana o sesleri kurtar beni bu zamandan zehrini yavaşça balkıtan gecenin karanlığına lanet gündüzün aydınlığına çocukluk rüyalarıma kaybolduğum bütün o yollara ateşler bırakarak var her bir soruya cevabım çünkü tüm bakışları ezberledim çünkü terk ile büyüdüm ki çocukları rüzgar büyütür tanrıları ölüm ve çoktan yitmiş arzularım kalbim göç veren iller gibi dudaklarımda manzaranın sonsuz hicvi çünkü on bin yıllık rüya bitmedi içimdeki kabileler bir yere gitmediler. |
kalbim
göç veren iller gibi
dudaklarımda manzaranın sonsuz hicvi
çünkü on bin yıllık rüya
bitmedi
içimdeki kabileler
bir yere gitmediler.
BU GÜZEL ŞİİRİ YAZAN ŞAİR ARKADAŞIMI KUTLUYORUM...