2
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1543
Okunma

dahası...
hiç bir şey
eksik kalmayacak
senin kadar inan…
avuç içlerimde
darası alınmamış
yokluğun
ve ceplerimde ağırlıklar
kapıları açık bıraktım
ayaz tenimdeki
soyuyorum
tabanlarımın yüzgeçlerini
soyuluyorum sana..
dur/dum..
gözüme kaçıyor
ışığı kılçığın
gerisi kırpmalar
düş bozumları
karanlık...
(...)
tutuşturdun...
dudağının kıvrımından
düşen közü.
gitmelerin ertesi
külü düşüyordu
bacaklarına
gitmeliydin biliyorum
herkes gibi
bu legal bir eylem
kuşatma yapılmadı
sokaklarında / hayır
devrim değil
öldürülmedi kimse
yas değil...
kapatmadı esnaf
kepenklerini
taşı kavramadı
çocukların elleri
üzülme..
seninde
sana ait kararların var
düşlerin ve dokunmak
istediğin yüzlerinki
biliyorum
sorumluluklarımı
bilmeliyim
biliyorum.
sabahları aç karnına
‘’zehir zıkkım’’
gibi sigara
biliyorum.
değişmeyecek
hiç bir şey
biz değişmedikçe.
havalandırılmaya
ihtiyacı var buranın
ışığa ve iyi bir temizliğe
sağanak bir yağışa mesela,
…üçüncüsünü yapabiliyorsun hayret!
asla kınamıyorum
düğmelerini iliklerken kotumun
gözüm
cama takıldı sadece
yağmur/yağmur
biliyorum
kumaş halleri vardır
gitmelerin /eflatun
hayır
öğrenmek istemiyorum
hiçbirini
ellerimi tekrar tut diye
b-akmadım içine
sığar mıyım diye
b-aktım
kaç/ma...
sana kaç perşembe
söylemeye çalışıyorumda
dil ucumdan geri kaçıyor
dillenmemiş bütün harfler.
sana /siyah..
biliyorum
artık çok geç
yüreğime hep düşüyor
aklımı çeliyor
cam bardaktan,
çay kaşığına
bıçak sırtı kesikler
bana sığınacak
bir köşe
bulalım olmaz mı?
anlatmak istiyorum
sana kaç perşembe
siyahın katran karası
siyah ruj izi kesikler
avuç içlerimde
portakal kokusu
ve ellerim
boşluğunda ceplerimin
buradayım/geldim işte…
seni koklamaktan geliyorum
bağışla/dönme sırtını
geç kaldığımı biliyorum
tüm sevişmelere.
önce içime almalıyım
sonra karşıma seni ki
aklım almıyor çünkü
kaç gün
kaç ay ve geceyse
o kadar…
yağmur/yağmur evet
hala yağıyor
bu yüzden
sırılsıklam oluyorum
bu yüzden ıslağım
terli ve alıngan soluğum.
ve ben ki sevgili;
sağ salim döneceğini
biliyorum gittiğin yerden
bir sonbahardan mesela
başka bir yaza.
şaşırmadan daha fazla
günleri sayar mıyım
bilmiyorum inan ama
rakamları sevmiyorum
rakamları dedim
elini çek dudaklarından
derin izler taşıyorsun
orada.
bir uzvunun
kırılması kadar acıtıyor
bir yaz(g)ı
saçının telinden
ayak parmak
uçlarına kadar değişiyor
kolay mı?
sözleri unut
bunu unutma yetmez mi?
kim bilir belki de
kördü bu düğüm
demeliyim herkese
bir utancı derinlerinden
kurtaracak
zıkkımın zehiriydi
sobeleten beni
yetmez mi?
sana ben……….
dedim de kırıldı sesim
bir nota aralığında ki
bir şeyler yapmayı
dilemiştim sana
izlemeyi birkaç şeyi
seninle
hiç dönmemeyi
gitmediğimiz yerlerden.
biraz balkon
birkaç basamak,
merdiven
ve b-akışını görecektim
arkanı dönüp
ne kadar sürecekti
önemi yok
şu an yapmak istediğim
en belirgin iz bu
hatırlıyorum
seni yetmez mi?
yaşamak deme bana
ömür derim sana…
bende biliyorum
yastık altlarına saklamayı hayallerimi
üç öğün kaldırmayı
göğün boşluğuna başımı
fısıldarken kulağıma
bir masal kahramanı
kalmadı bir kule
kurdele
çözülecek bilmece,
bir uzaklık
ve uyanması gereken
uzaklardan
öpülecek bir yüz
çünkü bende
ne kadar olduğunu
bilmiyorsun
ısırma alt dudağını
kıyamam.
ve sen ki sevgili;
mayıs
mayıs gibisin
yüreğimde bir tek sen
hep aynı gibisin..
(...)