Neyi çok istersen Allah onu senden alırmış
Hayrı hayla huya çeviremeden giden şey
Dursa neydii ?
Durmasa ne...


Buraların terazisi hafif
Yeryüzünün

Katmanın hesabı küçük
Taşıyamıyor beni
Terkediyorum
Doğduğum şehri

Yalnız şehrin yolu olmaz gitmeye
Ya içinde bir kasabaya
Ya içerde ışıklar altında
Bir trafikte bekleyen derdin içinde
Hiç bitmeyen kırmızı misali
Dinletemez yollara ayakların
Koşup gitmek isteyen benliği

Acı ve heves
ikisinin sınavı herkese verilmiş gibi
Geçende kalanda savaşır durur
Hevesi galip getirmek için
Yarım kalan umuttan acıyı kovar gibi

Öyle büyür duygu
Çocukluk öyle aranır ki
Küçülen ayakkabıya girme isteği
Ne hayata kalır
Ne birine
Gecikir durur her bir şeye

Geç kaldım
Ne kendime ne başkasına
Bu ellerim hesabı nasıl verecek ahirde
Kim varsa gitti
Kim neyi istiyorsa sahip olup gitti
Biz götürdük elimizdekileri
Kullanıldık kullandırdık
Kendimizi
Ve bir kırık gülümsemeyi

Şimdi acışıp durur dualı gamzeleri


Bu şehir kaldıramaz bizim hüznümüzü
Gökyüzü açık kapatmaz güneşe yüzünü
Hak hukuka dönüp paraya gidince
Ne ölçü var gözyaşında ne bir birim
Bizde bir metre karelik insandık
Sığdırmadılar bu koca şehre