10
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
571
Okunma
..
sabahı olmamış kentin may’hoş sokaklarına düşmüş ay veda ışığını bırakıyor
bir kadın balkondan sarkmış uzun ipin ucunda// bakıyor gelen-varmı diye merak içinde
elinde ekmek kokusu kalmış bir çocuk sesli koşuyor sepete !
kırmızı ışığa takılı iri sarı bir kuş kanadı yuvasına dallar arıyor
aklımın toprağını sürmüş bir mevsim çıkmıyor temmuzdan öteye
odamın sessizliğinden geçiyor iki vagon gıcırtısı biri stresli ve manik ağlamalı
banyomda objeler yerli-yeni çekmece içine sığmıyor sıkılmış diş macunu
kuru musluk acılı yüzüm elimde zımpara kağıdı
yokladım kendimi cebimde taksi parası ve cilasız pabuçlar ve bir kapı
ciddi’yeten yalnızlık boşluğuma kelepir bir apartıman manzarası
akıcı ve tutumlu zaman rutinime saklı
saçlarımı taramıştım sanırım yakamda telkâri iğnenin kuşkusu duruyor
eşikten adımıma ramak kala-ellerimi yaladı
bol kuyruk sallamalı köpeğim dasti 3 yaşında terier kırması
hiç aksatmam inmeden merdivende hazırladım bozuk paramı
kapının önünde sabahın köründe kör dilenci Satı dayı ?!
uğurum ve umudun darası bi ekmek parası
’sevgili mahalle sakinleri durağı’ hatırsız ince bir selam muhtara
bakkal kasap sayarak devam yollara
işimin sahibiyim
yetişme telaşı yoktur dükkâna
günaydın sloganı atıyor karşı komşum
’müşteriye hizmetim candan var mı büyük Beşiktaştan’ !
hareketli ve neşeli başladı yine yeni gün
birazdan akşam olur ?
böyle gider bir berceste
kuşluktan tatlı hüzün gecelere
sonra
bilge bir şiirden hemfikirler çakılır belleğimize
hayat ; kolay çözülen pamuk ipliğinde yürümeyle bitirilen bir ömürden
geriye kalan hediye...
..
5.0
100% (21)