7
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1526
Okunma

çöl
bir ölü kadar sessiz
kumullar uğuldar kimi
duyurur rüzgârın ezgisini
romantizm yükler geceleri
yıldızların altında
akrebi çiyanı gezinir ne gam
perde perde yükselen ölüm ve yaşam
doğallığında doğanın
yanı başında yükselir
kent ve insan
acıyı içselleştirir
iksirli yoksunluklarında ânı
efsunlu labirentlerinde gizler yaşamı
had safhada mistifikasyon
çakallar pavkırır, sırtlanlar gezinir
çak al hakkı, gasbet, sırtlan git
umut yükler tabiat gün de gelir
önce yaseminler açar naif
dona çeker sonrasında
dökülür lif lif
erken bir bahar kopar da
ne çok şeyin müjdecisi
kirazlar olgun, capcanlı
apansız bir yağmur, bora, fırtına
çürür kirazlar dökülür
belirir bir pisi pisi
zifiri çökmüş gecenin bir vakti
boca eder de isi pası
sisi çökmüş gecenin bir vakti
bocalamaz oysa pisimiz
kapkaranlık
şeytani bir pırıltı
gözlerinde yanıp söner
kapkaranlık bir dünya
müjdeler mi tan vaktini?
mazi
ulu bir çınar
yaprakları dökülmüş
sararmış, solmuş çiçekleri
tarihin dışına itilmiş coğrafya
politika mı?
bir mısır koçanına
kahır yükler kahire sokaklarına
arada
bir ümmü gülsüm ezgisi kulaklarda
kaçıncı piramidi yurdunun bilinmez
arada bul o terennümü şimdilerde
nasır bağlar da yürekleri
be hey mübarek darbeciler!
o bin yılların firavunları
cehennem zebanileri
bitmez dünya avuntuları
çölün ortasında oysa ibret levhaları...
L.T.
5.0
100% (19)