18
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1258
Okunma

Ölü bir iklim uyuyan başımı yasladığım dev çınarın gölgesinde şehit bir acı dillendirdiğim ve kumpasın hası aşka rahmet dilediğim.
Göğün katlarında ve katmanlarında renkler istila ediyor iç sesimin uzandığı her şeritte de ihlal ediyor duygularımı.
Tapınağın külliyesinde yangın.
Yangının dokusunda ölüm.
Ölümün teninde ise ıslak bir aşk
Rabbimin velayeti ile azığa aldığım düşlerim
Bir Çarşamba pazarı yalnızlığı.
Elimde izdiham;
İzdihamda saklı elem
Eften püften sebeplerle içimi dışımı yok saydığım
Belki de yoldan çıkmamak adına benim sitayişim
Sadece kendime…
Kendimi kimsesizliğim ile kürediğim
Akışkan bir ihanet
Sözcüklerin boykotu
Boyumu aşan bir saplantı
İrdelenesi bir başkaldırı varsa yoksa eşrafın bedduası.
Acıların demlenirken doğuda
Ben nasıl doğuyorsam batıdan bir batında
Hüzne biat neşemle
Aşkı yüklediğim, yüklendiğim hece hece.
Yorgun bir gece yarısı
Çok çekmiş belli sabahtan
Karanlığın da doğası adeta
İçimin infilakı hecelerde sümsük bir ön yargı
Kim ise artık toplasın cemaati
Ölüme yürümeden
Aşkı küremeden
Sonrası bir tabu
Duası dünle yarının
Şimdide asılı bir sanrı
Göğün muhatabı şiirlerde
Askıntı bir sızı içimi delen;
Gözlerin iken yüreğimi deşen
Ah, Tanrım, ben miydim düşecek son kişi aşka?
Batılın girdabında
Devasa bir laneti sonlandırmak adına
Katedrali bilinmezin
Aslında sancılı bir vazgeçiş
Ne zamanki dokunsam ruhuna surelerin.
Şimdimle bir martavalı sonlandırıyorum
Yakacağım sadece aşk ve özlem
Defolu bir sevinç benimki
Artık yarına varır mıyım, bilmem.
Dünümse ölgün ve geçkin bir şarkı
Mihrabın duasında saklı yüreğin nazı niyazı
Şimdi ertelediğim kadar mutluluğu
Düştüğümü bilmesinler
Düşkünlüğüm hüzne nedendir bilmem.
Yaralı bir mavi’ydi aşk…
Pençesinde izdihamın delik deşik bir ceket gibi
İçine sığamadığım bir lehçe
Yine pervazında dökümlü bir esvap
Kıyasıya sevdiğim yüreğin rahlesinde
Kör bir hücre.
Boğumluydu çatık kaşlı zarafetim
Lenduhanın girdabında özümsediğim haysiyetim
Ve mavi turnanın gözlerinde
Kifayetsiz çok kifayetsiz bir acı…
Ah, sevdalı rengim
Diline tutkun olduğum özlemim
Sen miydin en mavisi ömrün?
Sen miydin yüreğimin öyküsü?
Bandım saygımı tüm cehaletimle
Ar bildim suskunluğu
Sevip de ince ince
Şarkılardan fal değil al yüzlü bir sevda resmettim
İçimde tüten neşenin de kayıp silueti.
Menevişlenen göğün tapınağıydı asaletim
Zirve yapan bir yalnızlık
Boykot ettiğim tüm benliğim
Zar tutmuştu ne de olsa aşk perim.
Göğe baktım,
Asılı kaldığım yalnızlığın da Tanrısı iken
Tapındığım bir nefer içimi darmaduman kılan
Neşreden hangi suretti de
Sevdayı mezhep bildi yargılarım?
Ve ben tek tabanca
Görünenden de öte safi acılarla örülü
Bir koza
Edindiğin hangi izlenimle çıktın da yola?
Sonrasını Allah bilir, deyip boylu boyunca serildiğim.
Maviden yasım;
Maviden taşkın mizacım
Maviydi umudum
Merkezinde bir hale
İçimi mayhoş bir edimde sırılsıklam göğün ikramı
Rahmete boyandığım
Aşkla kutsandığım
Zamanı ve mekânı unutup kendime yeni bir dünya
Yarattığım sadece Yaratanın nezdinde.
Lal bir hece sancılı doğumum
Göğü ve melekleri tanık tuttuğum…
Ölümüne közümde isyan;
Yeniden demeyi unutup takılı kaldığım mı ziyan?
Hani, olur da bağlarım başımı
Hani olur da kaybolan naşımı
Yeniden canlandırır Tanrı.
Sonramı da sormasın hiçbir yabancı
Aşkla dolup taşan rahminde kâinatın
Tek içimlik her şarkı
Yine solumda rükû
Sağımda besmele
Elimle kazdım ben çukurumu
Aşka biat bir susku
Ansızın gelip de çalan kapımı.
5.0
100% (22)