5
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1506
Okunma

Bir masal belki
Tilki bir gün göç etmiş yemyeşil başka dağa
Bakmış ortalık sessiz demiş ki benim ağa
Bunlar beni tanımaz kendimi tanıtayım
Az da kurda benzerim biraz hava atayım
Bakmış kurt yuvada yok yavrularını çalmış
Aralarına girip türlü hayâle dalmış
Bukalemun renk vermiş tilkinin gerisine
O da kurt oldum sanmış bakarak derisine
Ulumaya çalışmış lâkin sesi acaip
Postu tamam velâkin sesi kendine rakip
Kurt postunun içinde köye girmiş bir gece
Kilere dalacakmış sinsi sinsi gizlice
Eşmeye hazırlanmış bahçe/nin temel/ini
Çiftçi erken anlamış tilkinin emelini
Bir makas darbesiyle kesivermiş kuyruğu
Görenler şaşa kalmış nedir bunun uyruğu
Kesilmiş kuyruğuna bağlanmış bir teneke
Kendim ettim diyormuş burnunu çeke çeke
Bizim tilki perişân acıyla koşmuş göle
Dudağında bir şarkı çile bülbülüm çile
Ne kurt diye bakan var ne tilki diye takan
Gidip kurda diz vurmuş bağışla beni hakan
Tilkiden kurt olmazmış biraz haddimi aştım
Poh pohladılar beni ondan kabarıp taştım
Kurt demiş ki çare yok hainlerin derdine
Düşman olsa severim rastlayınca merdine
Sen benim dağlarımda itibârımı sezdin
Kılığıma girerek ne cüret öyle gezdin
Kurtların yasasında sürülmendir doğrusu
En hafif ceza budur kaybol fırsat uğrusu
Ayak bastığım yerde yasaktır artık gölgen
Git sırtlanlarla dolaş ordadır senin bölgen
Ancak orda bulursun tiynetin kemâl/ini
Bir daha görmeyeyim o hâdsiz cemâlini
İste böyle bir masal bedbâht tilkinin hâli
Bu mel’undur diyerek taşlıyormuş ahali
Ağzını bağlamışlar vesveseyi yaymasın
Kendi etini yesin, yesin yesin doymasın
Bu masal böyle bitti belki gelir gerisi
Eğer ki anlatırsa Makberî’nin perisi
______Makberî