6
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1393
Okunma
şimdi bir gölün kıyısında
aramızda gürgen masa
kıyıda fiber olta
mevzumuz mazi
ellerin saki..
medeniyetten aldığımız nasibi bir yana bırakıp
orman moduna geçmeden evvel
niyet okuyorum
gözlerinde
bakışların kaçınca
bozuluyor niyetim
çoban ateşinde isleniyor demlik
su kaynatan sabrın kaval sesiyle
kaşağıya dönen parmaklarım
yün kırpacağı tutuyor
huysuzlanan şamandıraya inat
göl sakin,
dalgalar halka
parmaklar dolanıyor
hummalı bir aşkla
mesafeler diyete girmişken onca zaman
aramıza giren ayrılık diyetini
arzuya mahsup etmek..
üstelik,
mor ışıkta beliren bütün gizler
kör büyütürken kuyuda
ve dalgaların
vuruldukça
ar sızlatan tenhama
bütün kuşları tek tek sorguya çekiyorum
bir göçün hikayesinde,
tüylerine sine sine
siyahın simlendiği yerde
dinle,
kızgın taşa dökülen göl suyunun sesini
boynunda nefesim
say ki rüzgarın elçisi
şu taflan
şu gürleşen orman
şu sonu gelmez patika
ya kıvranacak sancıdan
sazlıklar arasında
ya saz çalacak sazlıkta
yatağında sakarya..