Boş tarafından bakmak gerek bazen birşeylerin.
Kanalbaşı Kahvesi’nde oturup,
Dalarken Adana’nın buğday tenli kızlarına;
Henüz yudumlanmamış bir kaçak çayda,
Dudak payı olsa da.

Bir karşılığı olmalı meselâ;
Aşk uğruna çekilmiş her çilenin.
Kaçağa karşı bir vekilin utancı olmalı,
Öğleden artırıp kaçak cığaraya veren
Açlığı bir öğrencinin…
Ve bir çıkar yolu olmalı yahut.
Tatvan otogarında, ücreti çıkışmayan bir biletin.
Hatta bir karşılığı olmalı da.
Cebimden son kağıt beşliği verdiğim,
‘’-Üstü kalmasın!…’’ demeye utandığım bir dilencinin.




Boş tarafından bakmak gerek bazen birşeylerin
Meselâ;
Solum sağımdan az vurdumduymaz,
Aklım fikrimden öte varmaz.
Yazmışlığım kadar okumuşluğum da yok;
Cimbom Kıraathanesi’nde gözattığım,
Hep dünden kalmış gazetelerden başka.




Kör,sağır bir hüsnü tahlil ile,
Yargılıyorum tüm iyi niyetleri bir bir.
İyiki doğdun ey aşk!
İyiki doğdun!
Dincisiyle,
Dilencisiyle,
Siyasetçisiyle varolmuş ülkem.
İyiki doğdun ey azgın cellat!
Acı ve keder içinde yaşamaksa hayat;
Küfür sayılmalı, ‘’-İyiki doğdun…’’ lar
Türk Dil Kurumu kurallarınca…