10
Yorum
33
Beğeni
0,0
Puan
1529
Okunma
mayısın avlusunda,
kiraza teğellenen çardağa uzanıp
bal mumuyla çivilenmiş tahtalar arasında
n’asırlık el
yorgun ağaç kokusu
hani hazirana yas’lanan dağın eteklerinde gölgesini yürütür ya bulutlar
bir yandan nisan yağar
bir yandan rüzgar,
kışkırtır o arzuyu..
akşamdan kalma güneş
ay içer gözlerinden
sızar ya usul usul, ikindinin göğsüne
omzumda başın
parmaklarım arasında payına düşer
ve uzar saçları
kızıl yalnızlığın
sen eylül olursun kollarımda sararan
ben, uzaklardan dem vuran şark’ın
nağmeler sırılsıklam
sonra bir ihtimal ikliminde buluşur yokluğumuz
sen çocuk olursun
ben, çocukluğun
suları çekilir nehrin
ellerin ilik açar
iki yaka kavuşur
dudağın bal
ellerim mum olurken arzuna
söz uçar
sır kalır
ikindi kuytusunda..