61
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2087
Okunma

Sen çocuktun;
o zamanlar da konuşurdun aynalarla
bakışlarında uçurumlar
bakışlarında hep eylül vardı
gülüşlerin kimsesizdi, suya düşen yaprak gibi
savrulurdun,akıp giderdin düş dünyana
rüyaların sessizdi
içine akıttığın tuzlu yaşlarındı
katığın hayatında.
büyüdün;
büyüttün gözünde hiç olanlarını
ya da ömrünün çoklarını
hiç olanlar kayboldu
çokların zaten yoktu,
korkularına sarıldın en çok
ninnileri vardı kulaklarında annenin
hiç söylemediği
hiç saramadığı kolları vardı yanında özlediğin
tahta beşik sallanıyor taş duvarlarında
cılız bir keman sesi kulaklarında
lâ lâ lâ lâ lâ
yürüyorsun;
cevapsız kalan sorularla dansın hayatla
bak ağlıyor kentin bile haziranda
bulutlar da senden yana aslında
korkma!
hazırlık var bak yukarlarda
uzat ellerini kaldır semâlara
gülüşün asılı kalsın bulutlarda
yağacaksın nasılsa hazanlarda
bir damla bir damlasın kâinatta
durma karış sen de okyanuslara,
ama ben, ya da içimdeki sen
kızma n’olur korkuyorum
anla,
dinle saatin tik-taklarını
ne diyorlar dinle
ha-yat ha-yat ha-yat
kayıyor ellerimden
yaşanmamış bir hayat
tutamıyorum anla!
susma diyorsun,
kim var ki dinleyecek,
bir gün gelecek
uzaklarda ışıklar sönecek
deniz küsecek
dalgalar sahilleri terkedecek
eller yastık altına gidecek
ansızın!
bir gün ansızın
o gelecek beni de götürecek
lâ lâ lâ lâ lâ
13 Haziran 2008 Özlem
5.0
100% (1)