0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
787
Okunma
Cebinde ekmek taşıyanlar bilir ancak
Yaşamanın erdem savaşı olduğunu
Gökten düşen bir damla
Can-karpuzu gibi al gözler
Çelik zincirler gibi ciğerler
Sunaklarda bilek gücü bilenir
Modern çağdayız dedi
Hayatın künhü
Mor yüklü bulutlar
Ağzımdaki ince papatya
Sazımın kokusu ve içli ağıt
Yaşamak !
Melal denizde ciğerleri su dolmuş
Alnı kara çocuklar gibi
Hiroşima’da nöbet tutarken
Boğaz yanıklığı ile
Hiçe sayılmış niceleri...
Bana iyi şeyler anlatır mısın ?
Der gibi bakarken dünya
İçindeki kötülükleri
Hapseder aslında... Karanlığa
Ve dünya masmavi
Ötesi karanlıktır
Bir şey fısıldar
Öyle ya yaşamak
Zordur...
Kahrolası dünyada
Mazlumlar hep karanlıktadır...
Hal böyle olunca
Benim bahtımın karası
Gönlümdeki bıçak yarası
Ruhumun ceberrut yası
Niçin alevlenmesin ki ?
Bana dünyada bir su
Ahiretimde ümit gibi
Bağıracak bir matem gibi
Benzimi sarartan şakaklarımı ağartan
Nâralar gelmiyor artık !
Ey insan dört duvara düştün
Dört duvardan doğma fikirli
Bir yol içinde
Korkularını sevda eylemiş
Yürüdükçe tarihi utandırıyorsun
Küçük parmaklarımı denize daldırıp
Elimde kainatın özü var dediğimde
Gülümsemeleri bir yana
Dişlerinden kan sızan o ceberrutlar
Bugün ağladıkça öz değerlerimi
Yeniden bana veriyor !
Hasret, namus, şeref ve ar
Olmazdan geru insan neye yarar ?
âh u vâh eylemeden evvel
Gonca-ter simin-fer öpmezden evvel
Düşünmek için
Durmadan nefsi müdafa eden
Fakat
Nefse yenik düşen insan...
Yâ Ömer ölüm var
Dostçasına bir haykırıştır...
Bahardan gelen yaprak gibi
Ellerimi gül kokulayan
Tozlu raflardan rahleme düşen
Gözyaşım gibi
Girdabından bıktığım an
Ruhumu ıslatarak örseleyen
Şefkat yüklü o abide
Beş vakit beni çağırırken
Durup düşer gibiyim
Hayal-kırıklarımdan....
"Bir selamı esirgeme
Bayramdan bayrama"
Çünkü ol bayram benimdir
Senindir ve gerçek bir düzlemde
Ellerin sıcak sıcak pençelendiği
Gül kokulu sokaklarda
Uçurtma uçuran
Al yanaklı balaların
Perdeleri kaldırıp ağlayan anaların
Babanın küreğinden çıkan başakların
Bayramıdır !
Taş sokaklardan sızan sular gibidir yüreğim
Hangi kapı önünden alırsam toprağı
Öyle taşır ve müjdelerim
Damlarken yüreğimdeki hasretlik
Bir bağır-basımlık
Sar beni sılayı rahim
Toprağa düştüğü anda sevda
Kış aylarında mesela
Bir kar tanesi nasıl gelirse
Nüzul eder benim yüreğime
Rabbin ilk emri
Şükür ki okudum demek gibi
Sevdama kavuşurum belki
Ah o asrı yakalayabilsem değil dudaklarımdaki derin sızı
Ben bendeki cevheri
Karanlığa niçin gömeyim ?
Dirilmeli ve yükselmeliyim
Kör kütük ruhumu
Hâk yolunda diriltmeliyim....
Hüzün şarkısı dinlediğinden
Güzün güneş görmeyen evler
Buruk nice delikanlı görmüştür
Yadigârımı eller almadı fakat
Beni çağ dışı bir fırtına kopardı
Kırık dökük penceremde
Küheylan hasret çeker
Koç-yiğitler mateme durur
Cebimdeki ekmeğim ile
Çıktığım nice yokuşlara
Bir yıldırım gibi
Ercesine kükreyerek
Elimden tut beni
Götür uçurtmamı yeniden
Şu uçsuz bucaksız
Şükür beldelerine
Beni sevdiğini bilmemeliyim
Bilmemeli kimse
Huzur içinde uzanırken
Ay şavkına şiir kondur
Benim nimet burcu sevdiğim...
5.0
100% (3)