1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1192
Okunma
Platonik Aşk
-Fuzuli’nin ruhuna-
Yerde kar!..
Gökde sis ve duman!..
İçimde dayanılmaz bir özlem
Duygumun derinliğini hasretlik çeken
Umutsuz bekleyişlerde kalan bilir anca
Kemikleriniz sızlasın ölümsüz aşk
neferleri Keremler, Ferhatlar
Çöllerin çilekeşi mecnunlar
Ayanınız olsun geleceğim demişti
gelmedi sevgili gözüm yollarda
Karlar eriyor ben eriyorum
Kuşlar ötüşüyor aşk manileri
Terennüm ediyor olmalılar
İçim dolu bahar bulutu gözlerim
Ağlamak istiyorum, kuşlar!..
Duruşmam bugün geç bitti
Yemeğe gidemedim odamdayım
Erimekte olan kar, akan sular ve
Kuşlar dallar dolusu bahar kuşları
Aldı başını gidiyor hayal kuşlarım
Esmer bulutlar dağılacak güneş
Göz kırpacak,ay ışıldayacakmış
Öyle diyorlar hayal perilerim
Bahar kuşları aşk kuşlarım
Dağlarındayım köyümün
Bir yaz gecesinde, yıldızlar
Vıldır vıldır ak yıldızlar
Dilek kandili dolunay
Işıl ışıl kar,kar altında
Yeşeren kardelenler
Öyle diyor hayal perilerim
Dağlarımın bahar aşkı kuşlarım
Mübaşir efendi geliyor gidiyor
Dosyalar kağıtlar getiriyor götürüyor
Bir şeyler sorup, sorup duruyor
Sanki ben buradaymışım
duyuyormuşum sanki ben
Karşı bacadan bir duman yükseliyor
Süzülüyor, süzülüyor sis içinde eriyor
Yaşlı bir adam bastonuna dayanarak
Yanından geçenlere bakıyor, dalgın
Kim bilir neler, neler hayalliyordur
Gözüm onda aklım kim bilir nerelerde
Gözlerimin önünde bir görüntü
Güneşten bir huzme sızıyor
Sisten bir tüle bürünmüş ay
görünüyor “Hayal mi , o mu! “
“O, o!..” geldi işte .
Gözlerim yanılmamış
İnanasım gelmiyor
Şimdi o sis içindeyim
Kendimi arıyorum
Kimim,neyim, neredeyim
Kerem’in Aslı’yı, Ferhat’ın Şirin’i
Mecnun’un Leyla’yı gördüklerinde
Bu denli mi heyecanlanmışlardı ola
Yerimde duramıyorum
Ateş gibi yanıyor yüzüm
Keremin ateşindeyim
Yüreğim bahar göğü
Gümbür, gümbür
Patlayacak patlayamıyor
Yağacak yağamıyor
Ay yaklaşıyor
Yaklaştıkça güneş oluyor
Ilık okşayıcı bahar güneşi
Çıkıp salonda karşılıyorum
Tebessümle selamlıyor
Odama giriyoruz tek ikimiz
Henüz kimseler yok
Sarılmak koklamak istiyorum
“ Olmaz, olmaz!..” diyor
“Ah Leyla, Leylaa!!..”
Paltosunu tutuyorum
Teşekkür ediyor
Deniz anası yosun kokusu içime siniyor
Aman allah’ım bana ne oluyor
Deli divane miyim, neyim
esriyen duygumun frenine basıyorum
Dilimi yutmuş lal olmuşum
“Otur!” bile diyemiyorum
Her şey sis içinde
Paltosunu asıp döndüğümde
Koltukta camın önünde
sinerjisi çarpıyor beni
Şakaklarımda alnımda ter,
Yanaklarım kızarmış kor ateş
“ Ne o hasta mısın!”
Alık alık bakıyorum
“ Başım! diyorum Başım!..”
Geçip koltuğuma yığılıyorum
Evet, başımın içi bir volkanik
Halimi anlamış olacak ki
Masamdaki sigaraya uzandı
Bir kendine bir bana tuttu
Öyle bir çekiş çekmişim ki
Tütünden ve kadınsı kokusundan
Başım dönüyor gözlerim kararıyor
Kısık sesi ve yalancık öksürüyü ile
Kendime gelmiş toparlanmışım
Öyle bir iç çekişim olmuş ki
Keremi yakan “ah!”ı ne ola ki
Tutuşup yanmadığıma şaşarım
Çaycının düğmesine basmışım
“İki az şekerli” diyoruz
“ Seni tanıdığım
Güller arasında yürümekte olduğun
Hilal ay’lı o sonbahar günü
Akşamından beri hayalim ilesin
Güller sen, hilalay sen hep
Sen oluveriyorsun
Mutluyum, onbeş’lerimdeyim…”
“ Ben de diyor, ben de mutluyum
Sevildiğim için, beni sevdiğin için
Ozan duygularına esin olduğum,
Dizelerinde yaşamış olacağım için…”
“ Ay yenilendiğince sevdiğimsin
Elim eline değmeyecek hep böyle
Anan sütü gibi kalacaksın” diyorum
Kahveler geliyor, dumanlar yenileniyor
Sohbetimiz devam edip gidiyor
Anlatırken hep ellerini sallıyor.
Elleri uzun parmaklı elleri
Şimşir ağacından yontulmuş gibi
“Çok güzeler diyorum ellerin”
“ Aslında ellerimi sevmiyorum
Onları güzel gören senin gözlerin”
“ Doğrudur, dedim, seven sevilenin
kusurunu görmez! “ Derler.
Ama gerçekten uzunca parmaklarıyla
Ellerin güzel, mermer yontularındaki
romalı güzellerinki gibi” diyorum
Ellerine bakıp gülümsüyor…
Uzandım boş olan sol elini avuçlarım
Arasına aldım, baktım, okşadım
Öptüm anlıma götürdüm…
“ Hanı dedi, elin değmeyecekti elime”
Gülüştük!
1996
Elmadağ ilçesi/ Ankara
.................... x ......................
Not:
Lütfen bir daha okuyunuz,
Olumlu olumsuz yorumunuz
Bu denli içten sevilene ne mutlu!
Her kim isen, senin yerinde olsam
Bunca masumane sevildiğimi bilsem
Bunu kutsal bir kitabe bilirdim...
Sevgi değilse bile saygı duyardım!
Selam! vesselam! Nokta!!
Nokta!!
İşte o şiir
beni Ferhat seni
Şirin eden tam 22 yıl öncenin şiiri
Ay hilal ay civan ay güzel mi güzel
ay dikenli güller arasında yürüyen güzel
inan sen aydan hilal aydan civansın
aydan güzel mi güzelsin
ayı sevmek mubah olur da
aydan bin kez güzel olan seni
seni sevmek günah mı olur
ay insan ay elim eline değmedik
kutsalım kabulüm makbulüm olan kadın!
Lütfen iki satırlık bir şey yazın
yazın da ne yazarsanız yazın
Hep gizim gizemim olarak kalacaksın!
Her hilalayda anımsayıp gülesin
Acı değil tatlı bir çilesin
Platonik sevildiğini bilesin
5.0
100% (3)