16
Yorum
58
Beğeni
5,0
Puan
1924
Okunma

uyumak gözünü yummak değil
okumadan yiten zaman
uyan...
kar kuzuları yakardı
karanlık sonsuz bakardı
ve ker zaman kum saatinden akardı
bütün hikâyeyi anlatan bir çobandı
bir mağaradan, yüreği nur’dan
bir marangoz, haçı tahtadan
bir de sen
kendine kendin aynadan
göçmeden bu diyardan
nokta kadar dünyadan
düşmeden yardan...
çocukluğumuzun anne izleği
masumiyet şarkıları dinlemekti
o zamanlar hayat
"bir varmış bir yokmuş" demekti
yüreğimiz kabarıp akıl erince
ve büyüyüp hayatı deneyimleyince
ateş bacayı sarınca yani gönlünce
_________________ sitemdi ince ince
zaman içinde masumiyeti kaybetmekti...
aynıdır bazı insanların ismi
ve davranış biçimleri cismi
fakat farklıdır aşk içlenişi
ya da bir cinayetin işlenişi
ama aynıdır
kuzusunu yitirmiş her annenin seslenişi..
çocuk günlüğü
kuş cıvıltısıdır
kuzuların özgürlüğü
kaplan gelesiye kadardır
büyüyünce
acılar artacaktır
mevsim
ömrünce kış kalacaktır
belki güneş gülümserse
mutluluk yağmur içerse
belki ama
ne güneş ışıyacak ne yağmur yağacaktır...
büyüdü mü!
bir kaplanın gözleriyle bakar insan
ki bir kaplan gözün de büyütmez avını
unutur karın tokluğun da
büyüyüp hayat deneyimi kazanan insanı
merhamet yokluğun da
insaf yoksulluğun da
yok
güzellik
ve yalan
ve gizem
ve zorbalık
çünkü kaplan ve kuzu da olan
aynı masalcının eserinden kalan
"az gittik uz gittik
dere tepe düz gittik"
bir de dönüp baktık ki...
arpa boyunu geçip
uçsuz bucaksız çölden
bir mağara da uyandık
kıtmir akıllanır
"ikrâ"
diyen bir ses yankılanır...
5.0
98% (41)
4.0
2% (1)