4
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1670
Okunma

Karlar pekmez kokuyor mu hala orda...?
Ben yüzümü sabahın ayazıyla yıkıyorum
Tam da bu saatlerde
Kuş sesleri en uzak diyarlardan baharı müjdelerken
Bahçemdeki kardelenlerle yalnızlık senfonisini mırıldanıyoruz ezbere
Ezber bozan bir tırtıl gibi
-Ellerimde kılı kırk yaran kar taneleri
Pekmeze bulanacağından habersizce dans ediyor-
Âhhh adam
Hasretin ne çabuk uzamış bugün yine
Bütün evrene sığmıyor
Bir vapur geçiyor boğazı köpük köpük
Kırk bir derece özlemle bölerek
Martılar sesimi duymuyor
Avuç içlerimde büssürü öksüzlük kırıntısı
Yetimliğimden okşarken Ana’dolu rüzgârı
Derbeder ayaklarım Nuh tufanında savruluyor
Bir ihtimâl uyuyorsundur bu saatlerde
Geceden kalma özlem tadı dudaklarının ucunda şekerleme yaparken
Hiç uyanmak istemiyorsun belki de
Ben de sonsuzluk kadar uyumak istiyorum Adam
Duvardaki resmi daha fazla ağlatmadan
Annemin ve babamın toprak ellerinden öpmek istiyorum
Biraz dua edip
Biraz da seni anlatmak istiyorum
Uyanınca papatya çağı olsun
Delice kırlarda koşsun kötürüm ayaklarım
Sonra sen çıkıp gel
Gökyüzündeki kuşlara bağışlayıp uyruğumu
Unutayım her şeyi...
nagi han
5.0
100% (19)