Gezelim yurdumuzu baharları, yazları,
Bakalım ne durumda ülkemizin kızları.

Doğusundan batıya, güneyinden kuzeye,
Kırklareli’nden girip uzanalım Rize’ye.

Mardin’de gündüz güneş, gece mahitap, ayaz,
Esmeri çikolata, kaymağı kardan beyaz.

Allah’ım silkelemiş gökteki yıldızları,
Yere düşmüş oluşmuş Elazığ’ın kızları.

Nasıl ki dolunayın aksi göldeki suda,
Perisi hayalimde, yüreğimde pusuda.

Tunceli kızlarına nasıl olmazsın hayran,
Susayıp su istesen ikram ederler ayran.

Evine yolcu düşsen ocağını söndürmez,
Yedirip içirmeden misafiri göndermez.

Rengârenge boyanmış dalgam deniz koyunda,
Antep kızını böyle seyredersin oyunda.

Mutfağında ustadır, yapar leziz yemekler,
Eyvanı düzenlemiş, sevdiklerini bekler.

Akdeniz’den Ege’ye güllerle dolu her yan,
Sahiller cıvıl cıvıl, her taraf dolu üryan.

Isparta’nın kızları gül çiçeği kokuyor,
Mekik mekik sayarak elde halı dokuyor.

Denizli’nin kızları halıya iplik sayar,
Gökte düğün var dense göğe merdiven dayar.

Hurilerle süslenmiş bir cennet-i gülistan,
İzmir’in güzelleri böyle dillere destan.

Gül Nihan’ı, Reyhan’ı uğrardı yanımıza,
Sanki doğadan cemre düşerdi kanımıza.

İmeceyle çalışır Kırklareli’nde köyler,
Kızları dizi dizi birlikte türkü söyler.

Şehirde oturanlar biz muhaciriz derler,
Avrupa ayarında bir yaşam sergilerler.

Çingene güzeline sakın bakayım deme,
Dikkat eyle yanından geçerken tokat yeme.

İstanbul’un kızlarının hiç acelesi yoktur,
Al işten aşka kadar yaşam alanı çoktur.

İyice tanımadan evlenmeye nazlanır,
Zengini eğlencede diskolarda hızlanır.

Kastamonu, Zonguldak kızları çalışkandır,
Biraz fiyakalı ol, güzellerini kandır.

Kastamonu kızıyla şehirde oturursun,
Kıvırcık kızlarıyla köyde bile durursun.

Samsun’un köylerinde damda şişeler gördük,
Kırıkları evlenmiş, sağlama dantel ördük.

Baharda çiçek açar bizim Çerkez elleri,
Yurdun her tarafına serpilmiş güzelleri.

Amasya’nın kızları elmayı kıskandırır,
Yanağının pembesi al kirazı andırır.

Şu Ordu’nun kızları fındık ile beslenir,
Çoğu özel günlerde göz alıcı süslenir.

Gemileri demirler denizinde enginde,
Görselliğe aldanmaz, onun gözü zenginde.

Giresun’un kızları sülün gibi giyinir,
Her demde mavi göze, yeşil göze değinir.

Çok ince ve narindir, şakacıktan bayılır,
Kolonyaya uzanma, çakır dersin ayılır.

Aksu ile Kümbet’in şenliklerini gördüm,
Aşkını, sevgisini damarlarıma ördüm.

Trabzon’un kızları kemençe ile coşar,
Sevdasını görmeye yaylaya doğru koşar.

İşe giriştiğinde aklına gelmez yemek,
Onun için sevdiği en çok sayılan demek.

Ağasar’ın kızları bu yörede özeldir,
Onlarla yaylaların rengi daha güzeldir.

Giyer çiçekli bezden farbalalı fistanı,
Türlü renkte demetler geziyor gülistanı.

Asırların rengidir çekik gözlü sarmaşık,
Hala Orta Asya’nın özelliğine âşık.

Kemençeci gaydayı hızlandırıp vuranda,
Elektrik çarpmış gibi titreşirler horonda.

Çay sepeti sırtında kıranları aşıyor,
Rize kızı anzeri sevdiğine taşıyor.

Acemiyle çeçeni, yörüğü, Avşar kızı,
Hepsi yüreğimizde parlak seher yıldızı.