1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1412
Okunma

Yüreği gül kadar güzel insansın
Dokunduğun dalda yüreğin açar
Sen apayrı bir dil, özel lisansın
Sensiz dilim lâldir yüreğim naçar
Yüreğin eline al sevdiceğim
Elleri çiçekli dal sevdiceğim
Boynunda ipekli şal sevdiceğim
Sensiz ilkbaharda güller mi açar?!
Sayfa sayfa sil sen derdi kederi
Teninden süzülsün tenimin teri
Seninle yazılsın hayat defteri
Yoksa kar/ayazı nice dert açar
Menekşe renginde bir blûzun var
İçinde gül tenin ay gibi parlar
Senin ile erir delinir karlar
Teninde kardelen çiçekler açar
Şaban AKTAŞ
03.01.2019 - 00.13
IŞIĞIN FAZLASI GÖZÜ KÖR EDER
Işığın fazlası gözü kör eder
Aşkınsa fazlası kâlbi kül eder
Alır aklım o/ ba/kışın del’eder
Kaçışım yok ki kurtuluşum olsun
Uğul uğul başımda bir karakış
Sulusepken yağmur tipi bora kış
Gözünden gönlüme alev kor akış
O çiy düşen güller gülüşüm olsun
İzine düştüğüm yollar ıpıslak
Yağmur ile güller dal çırılçıplak
Biz de bize dallar gibi sarılsak
Bu yağmurla sana gelişim olsun
Hâyâl gerçek düşün ile karmaşık
O güzel gülüşün bir dal sarmaşık
Ay yüzünden güne şavkıyan ışık
Yüzünde beyaz gül buluşum olsun
Şaban Aktaş
02.01.2018 - 14.23
...
" gitmeliyim bir harf taşıyan rüzgâra"
Bircan Çelik
...
ŞİİRLİ/ YORUM
AŞKI/MA/SAL OLUP GİTTİ
Sevdiğim el olup gitti
Sevdası yel olup gitti
Selâm verdim esen yele
Yüreğim kül olup gitti
Sevda esen yeldir deyin
Gözden akan seldir deyin
Ne sel ne yel, çıldır deyin
Beni benden alıp gitti
Ben de vuruldum bir kıza
Yandı yürek düştü köze
Bir küle bandım bir tuza
Acısı bal olup gitti
Aradım gece gündüzün
Bir yerde bir gökte yüzün
Gönlüme sığmadı hüzün
Tuba’ya dal olup gitti
Var mı aşk sırrına eren
Gülşene girip gül deren
Gül yüzüne gönül veren
Güle bir dal olup gitti
Güle düşen çiy damlası
Aşka vir/gül kül imlası
Bir güle aşık olması
Damlası göl olup gitti
Aşık Aktaş coştun yine
Doludizgin koştun yine
Nasıl düştün derin/ine
Aşkı/ma/sal olup gitti
Şaban AKTAŞ
02.01.2018 - 12.41
Yaramı deşen dize için değerli kalemi sivri uçlu Bircan Çelik hanıma ve sayın Ahmet Günbaş’a candan teşekkürler
BİR AŞK TÜM ÂLEME BEDELDİR!
Yazma artık yazma yeter
Her yer kâğıt kalem defter
İçin dışın tam keşmekeş
İnsan düş içinde yiter
Bas artık basabilirsen
Kes artık kesebilirsen
Sus kâlbim susabilirsen
Ömrün kara kaplı defter
Bir, iki, üç, dört kitap ne
Gerçek aşk ile hitap ne
Sonsuzluk ne hakikat ne
Sen O BİR’e varsan yeter
Aşk insanı yer bitirir
Alır aklını götürür
Gerçek özünde oturur
Özün ışık ateşten fer!
Derince vurup kazmayı
Gör içindeki sızmayı
Ateşinden su süzmeyi
Söndürmeye tuz mu yeter?!
Aşık Aktaş düştün yola
Yürüdün ateşten küle
Bir kâğıt bir kalem ile
Bir aşk tüm âleme bedel!
Şaban AKTAŞ
02.01.2019 - 09.19
DOĞA KATLİAMCILARINA
Dağda taşta binbir çiçek
Süzüdük balın petek petek
Hey açgözlü elini çek
Kesme yeşil dağlarımı
Hibrit tohumları sattın
Dağı taşı kesip attın
Paranın üstüne yattın
Viran ettin bağlarımı
Altın maden bor görürsün
Doğayı çok hor görürsün
Hakikati zor görürsün
Heba ettin çağlarımı!
Kesme zeytin bağlarımı!
Dağdan taştan çerden çöpten
Çayır çimenden çiçekten
Koyun keçiden inekten
Sütten aldım yağlarımı
Derdin bizi aç öldürmek
Ocağımızı söndürmek
Kendi çarkını döndürmek
Kuruttun pınarlarımı!
Yağar gürlersin esersin
Vakitsiz orman kesersin
Bugün yer yarın kusarsın
Yaktın yürek yağlarımı
Alacadağ sedirleri
Ali’m size yedirmedi
Yiyip yiyip kudurmadı
Viran ettin bağlarımı
Şaban AKTAŞ
01.01.2019 - 23.07
Eşim Mürüvet Atalay Aktaş kolsuz bir kazak ( yelek) daha ördü benim için
Bu da Yeniyıl hediyesi oldu artık
Ben de maniler ördüm :)
Kız gül yüzün ak senin
Tenimde kazak senin
Ne güzel tatlı dilin
Şeker bal kaymak senin
Kaşın gözün sürmeli
Sana gönül vermeli
O masmavi gözlerin
Yakınında durmalı
Tam gönlümün dengisin
Ruhumun ahengisin
Üç Güzeller içinde
Afrodit’in sengisin
Mis kokular sürün gel
Al yazmanı bürün gel
Annem seni istiyor
Bir kahve yap görün gel!
Becerikli her işin
İnci mercan gülüşün
Ellere gelin gitme
Gel bir de beni düşün!
Her işi ince ince
Yaparsın isteyince
Canım seni istiyor
Elin ele değince...
Şaban AKTAŞ
01.01.2018 - 15.29
GÜLÜMSEYEN ESİNTİLER :) ;)
VİRGÜLÜN YERİ
Nallları havaya dikmiş
Diyesim geliyor
Fakat bu deve, değil at!
İmlayı doğru kullan
Parantezi yerinde aç
Yerinde kapat!
Virgülü tam yerine koy
Yoksa at, deve olur,
Deve de at!
Saat Oniki Elli
Yerde yatan deve
Eğri boynundan belli
Havudu sırtında
Dengesiz basmış deve
Fırtına devirmiş yere!
Şaban Aktaş
01.01.2018 - 12.50
YENİLEN!
Yeni Yılın ik gününde
ölüm ile başlamak güne
yine çok can sıkacak
fakat yaşanan gerçek
diyemez kimse ecele
’Dokunma, el çek!’
Son iki aydır sanki
ölüm ayazı mı nedir
yaprak dökümü
her sabah bir selâ sesi
dibimizdeki camiden
en az bir kişinin
kaldırıldı cenazesi
göçüp gittiler
mahalle sakinleri bir bir
Yarın hiç belli değil
sıra kimde kimbilir
bana da gelebilir,
biri der "kader"
öbürü der, "hepsi bu kadar"
yoldu gitti, ömürdü bitti
ölümlü dünya
kime ne farkeder?!
Geçimsizlik dedikodu
kıskançlık ve kibir
kime ne verir ki
kâlbini kırma kimsenin
bırak bir iki üçünü
büyüklük bağışlamaktır
küçüğünün suçunu
Düşünme yakını ırağı
vakit varken henüz
toplamadan tası tarağı
ara, bul dostlarını
kötü deyip kimseyi üzme
sevdiklerini sevindir
bir tatlı dil, güleryüzle...
Kimisi erken erer sırrına
kimisi geç anlar
yaşayana farklı dünyalar
biribirinden ayrı herkesin
gece düşünde rüyâlar?!
Bitmez çilesi zahmeti
derdi dünyanın çeşit çeşit
Gök Tengri’inin indinde
herkes için bir rahmeti
ay’ı güneşi, yıldızları bir
yere indiğinde herkes eşit
Ölümü takma kafana
herkes her an aynı yolda
geldiği gibi gidebilir
Yeniyıl ile yeni gün
her gün yeniden dünyaya
yenilenip öyle gir!
Şaban AKTAŞ
01.01.2019 - 10.14
GÖZ DİLİ
Değil mi ki bu açlık
Bu susuzluk candan cana
Tropikal kuraklık,
Gün gelip insan insana
Bilir misiniz ne diyecek;
"Acıkmışım sana!" deyip
Belki de sessiz sedasız
Gözlerinin diliyle
Beğendiği her yerini
Peynir ekmek gibi yiyecek!
Şaban AKTAŞ
31.12.2018 - 20.30