YANAĞINDA GAMZE VAR

Beni çaresiz kılan
Bu sevda türküleri değil mi
Şiraze
Dilimde adın
Dudaklarımda yine
Bir sevda türküsü
Beynimde ise
Bitmek bilmeyen
Tükenmeyen sorular
Ne yokluğun
Ne hasretin
Ne de sensiz geçen bunca yıl
Vazgeçirebildi beni senden
Aldırmıyorum artık
Özlem nöbetlerine
Alıştım diyorum
Anlıyor musun
Ahhhh...ahhhhh
Ah bu sevda türküleri

Dudağında tebessüm, yanağında gamze var
Büyüleyen gözlerle, ram ettin beni sana
Muradım seni görmek, ne yapayım söyle yâr
Niye yaktın bu kadar, kül oldum yana yana
Büyüleyen gözlerle, ram ettin beni sana

Şimdilerde
Tutuşmama bir kıvılcım yetiyor
Şiraze
Bir vakt-i huzurdur
Oysa ihtiyaç
Sabahları
Yine simit alıyorum
Simitçi fırınından
Acaba seni de görürmüyüm diye
Milyon da bir olsa da
Umut işte benimkisi
Sıcak çayı yudumlayıp
Sıcak simiti yerken
Denize bakıyorum
Mutfak penceresiden
Vapur sesleri karışıyor
Martı çığlıklarına
Ah bu sevda türküleri
Yine dilimde

Bu sevda türküsünün, nakaratı sen diyor
Sunalar katar katar, hedef Tuna, Ren diyor
Şiirler de her dize, seni seven ben diyor
Silinmez, aklımdadır, ilk bakışta o mana
Büyüleyen gözlerle, ram ettin beni sana

Diyar-ı gurbetin
Bahtsız sunası
Elem çöktü
Hasret çöktü gönlüme
Masalımsı aşklar
Böyle mi bilmem
Ne Nedim’in İstanbulu
Ne de yaldızlı ışıkları
Beyoğlu’nun
Uzaklaştırabilir beni senden
Ne Eftalya’nın
Boğazdaki kayık sefaları
Nede
Sütlüce sahiline vuran
Ayın şavkı
Bir buruk tebessümdür
Bana maziden kalan
Anladım ki Şiraze
Beni sevdiğin yalan
Ah bu sevda türküleri dilimde

Sevdanın girdabında, dönüp dönüp dururum
Bu gidişle Şiraze, dayanamaz ölürüm
Sevdirip terk eden de, insaf olmaz bilirim
Bak veda yaklaşıyor, Dünya denen bu hana
Büyüleyen gözlerle, ram ettin beni sana

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ