0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
868
Okunma
ellerim yine dağınık
yine soğuk bir mevsimde kalmış gibiyim
içim kuruyan bir ırmak yatağı
ve kimsenin umurunda olmadan yürüyorum
kanadından vurulmuş bir serçenin hüznü içindeyim
giderek kendimden uzaklaşıyorum
yüzümde kırağı bir yalnızlık
gittikçe şiddetini arttırıyor yürek acılarım
ve ben yine bir üşümenin demindeyim
kendime bir taş bulup
başıma yastık yapmak istiyorum
cansız bedenler kadar ölümden korkmuyorum
yaşamaktan da korkmuyorum
umudu kaybetmekten
yaşlanmaktan
kimsesiz kalmaktan
oysa kırılgan bir papatya yaprağına dönmüştü şakaklarım
sağanak yağmurlarda kalmış gibiydim
şakaklarıma dokunmaya korkuyordum
ölmekten korkmadığım kadar korkuyordum
ellerim titriyordu
sesim ağlamaklı oluyordu
hayatı altını üstüne getirdim
yine de kendimi bir yerler de bulamadım
belki bir kalbin içindeki güneş
belki bir kayanın üstündeki rüzgardım
yada bir çiçeğin özündeki arı
veya topraktaki yağmur damlasıydım
seni sevmekle özlemek arasında gidip geliyorum
ne özgürlüğü buluyorum
nede ölümle karşılaşıyorum
hayat bir sevmek kadar ötemde duruyordu
bense özlemek kadar uzaktım sana
bıçkın bir sessizlikte kaldık biliyorum
ne yüreğimizde
nede acılarımızda bir umut var şimdi
sessiz bir gece gibiyim bu aralar
içimde bir yıldız var
ama gökyüzü çok karanlık
yüreğimi özgür bıraktım
gelip senin yüreğinin karanlığını seçti
sonra
gözlerimi yumdum
seni düşünüyordu kalbim
ibrahim dalkılıç
16.09.2018
02.00 izmir
5.0
100% (4)