Gözlerini silkeleyen rüzgar
Şaşkınlığıma düş
Dostluğuma güldeste

Ve maviye kesilen süt
Şarapnelinde yumak öfkem
He desem gürleyecek
He desem öksürecek külüm

Bir bilinmezler dehlizi ki şu sendeki
İnce belli paşabahçe bardağı gibi narin
Ilıkca aksamda içine çatlar kan çiçekleri

Ellerim kilitli dilim lal
Bulutlarımdan sağdığım can
Canan
Kan
İkirciklenmiş nabız seyri

Bir beyaz yelkenliden rüzgar
Bir şarkıdan ahşaptır tırnak ucum
Salkımına durmuş üzüm
Goruk
Ne testiler çürüttün
Ne mahsenler kokuttun üryan ,üryan bende

Üçün beşin değil önemi mesele
Mesele bakırın yeşile çalması
Meşenin pelide yatması
Gel gitlerdeki afakan
Barutuna keçelenmiş gön
Hedefimdin
Siperim
Ne çabuk terk ettin
Ne çabuk bu bendeki defteri
Kalemi ah ettin

Her şey mahşer yeri ki şu bendeki
Baş kaldırır
Koşar adım yıldırımlara

Gül pembenin renginde iksir
Ve bir yalnızlık dehlizinde çığırtkanlığım
Ellerim ayaklarıma karışık
Dilimden koparılmış aşkın içim yanardağı
Ve sen sarhoşluğuma mey
Düşüp kalkmalarıma afyon
Kekremsi sabahlarıma baş ağrımsın
Hele bir de yok mu dil yaran

Ne neşter
Ne de merhem yarama derman
Sabahına gebeyse akşam
Ben akşamım
Sen sabah

Tuaf şey suyun seyrinde zülüf taramak
Sen akar suyum
Sen akar,akarsında canımda ,kanımda
Yüzümü nedense bulamam

Sende akar
Sende açar şu kafam
Ve bir başka koparılma ihtimali düşer
Öylesine yoldan geçen
Öylesine zaman öldüren
Birilerince koparılma ihtimalim
Kayayla çiçeğin sevişmesi
Çiçeğin kayada yürümesi
Ve öyle bir ihtimal ki
Çiçeğin öylesine oradan geçenlerce koparılma ihtimali
Senin beni koparttığın gibi asi

kamil söylemez