Yıllar geçti aradan, sanki yeniden doğdun,
Dalıyorum resmine, iki feli gibiyim;
Daldıkça anılara sonsuz hasrete boğdun,
Hatıralarla azgın sevda seli gibiyim.

Sen cennetten hediyem, aşk kokulu şakayık,
Ben yanlış rota ile dağa toslamış kayık,
İnan ki kusurumla bir gün değilim ayık,
Kabahatimle sarhoş, her an deli gibiyim.

Öylesine pişmanım seni incittiğime,
Çek ulan çek diyorum kendime ettiğime,
Allah şahittir nasıl yanıp da bittiğime,
Kavrulduğum ateşe körük yeli gibiyim.

Öyle bir dolarsın ki hazla gönül bendime,
Uyanıp hayalinden toplanamam kendime,
Bu gizli sırrımızı gel de bir sor indime,
İçi köz ile kaplı, mangal külü gibiyim.

Sinmiş külün içinde pişerken acı elem,
Duymaz ki mantığımı yürek denen hergelem,
Ateş topuna döner, topyekûn beden kilem,
Yer altında kaynayan bir lav gölü gibiyim.

Dolup da patlayınca, serildikçe engine,
Kaplar beni dün yine, saplanırım süngüne,
Ne çare ki bir damla insaf düşmez rengine,
El açıp da yalvaran, gurbet eli gibiyim.

Unutmaya çalışsam, çatlıyor sabır taşım,
Feryadımı duymazsın, sele döner gözyaşım,
Velhasıl öyle naçar, öyle dertli ki başım,
Beyni bitmiş kalbi sağ, canlı ölü gibiyim.